Gültepe'nin selamı var!

Beni tanıyanlar toplu taşıma ve ulaşım konusundaki takıntımı bilirler. Bir nevi aşk nefret ilişkisidir aramızdaki ama halen İzmir’de yaşayan ya da bir dönem yaşamış herkesin bildiği şey, belediye otobüslerinin hayatımızda ne kadar çok yer kapladığıdır. Yaşadığımız semtler bir belediye otobüsü numarası olarak kafalarda imgelenir, günlük programlar belediye otobüsünün saatlerine göre yapılır. Özetle sizin oralarda konu nasıldır bilmem ama biz İzmirliler için toplu taşımanın önemi büyüktür.

Az sonra güneş de doğacak ve soförler çıplak gerçekle bir kere daha yüzleşecekler.

Benim Adım Gültepe, yine bir Gültepe'li olan senaryo yazarı Vural Yaşaroğlu sayesinde tüm bu şehir hayatı kodlarını çözerek karşımıza çıktı. Gültepe’nin ulaşım sorunu ile, ilk bölümün ilk sahnesinden bizi televizyon karşısından, yaşadığımız hayatın içine sokuverdi.

Ama bu sadece bir yüzüydü sahnenin... Aslında Seyfi, Fevzi ve Gülali de sadece seslerini duyurmak istiyorlardı, bizim gibi.. 80’lerde sosyal medya olmadığından çözümü duvar boyasında bulmuşlardı. Samimiydiler. Ellerinde öfkeleri dışında kalan tutundukları tek şey bu samimiyetti zaten.

Bölüm ilerledikçe diğer semt sakinlerini de yavaş yavaş tanıdık. Haftalar boyu izleyeceğimiz hikayelerin sahiplerini tanıdık ama dizi fragmandan itibaren verdiği sözünün arkasında duruyordu. Pek çok karakter vardı ama, bizzat Gültepe bu hikayenin kahramanlarından biri olmayı sürdürüyordu hem de en başrolünden!
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER