Çember | Yeni Türkü
Ya dışındasındır çemberin
ya da içinde yer alacaksın…
Kendin içindeyken kafan dışındaysa
Çaresi yok kardeşim
Her akşam böyle içip kederlenip
mutsuz olacaksın
Meyhane masalarında kahrolacaksın!
Ömer’in kafası karışık, ruhu yorgun! Bir yandan aşk kemiriyor kalbini, bir yandan da onun en sadık arkadaşı kıskançlık. Yüreğindeki Defne tohumları filizlenirken aynı hissiyatların Defne’de de mevcut olduğundan habersiz. Ee ruh bu kadar hastayken vücudun yatağa düşmesi de kaçınılmaz. Çünkü ruhu bir çemberin içinde sıkışıyor yavaş yavaş. Oysa henüz farkında bile olmasa da Defne ve hayat çemberinin hemen dışında onu bekliyor. Kalbi çemberin dışına çıkmak için can atıyor. Sadece kalbi mi? Aşk sözcükleri de o hapishaneden firar etmek için fırsat kolluyor. Aklı ise kalmasını öğütlüyor. Otur oturduğun yerde, bir halt yeme de kalbin kırılmasın! Kalp biraz durulsun ve akıl ile orta yolu bulsun diye inzivaya çekilmesi de kâr etmiyor. Yıldızlardan bile medet umuyor Ömer, belki onlar anlatır Defne’ye neden bu kadar tutulduğunu, bundan sonra ne yapması gerektiğini. Oysaki derdinin çaresi çok basit. O çemberi kırmanın, her şeyi doğru anlayıp anlamadığını çözmenin en kolay yolu; sormak.