"Seni görünce hikaye başladı bende." Diyor oyunun
bir yerinde oyuncu. Ben de ona belki de "Bir berber koltuğunda yıldızlara
bakarken..." Başlamıştır her şey diye yanıt vermek istiyorum. Öyle ya her
gün kimler gelir kimler geçer gider o koltuktan... Gülerek, ağlayarak, kızarak,
bağırarak, sevinerek. Tıpkı aynı göğe bakan yeryüzü insanları gibi. Üstelik her
çeşidi vardır insanoğlunun o berber kapısından giren...
Zorlu Psm Prodüksiyon'un ilk oyunu olan Şehirde Kimse
Yokken'in yazarı Ahmet Sami Özbudak olunca hoooppp hemen listeye alındı.
Listeye alındı da kar yağışından ertelenme, oyuncu rahatsızlığı derken anca
Mayıs ayında kavuşma yaşadık oyunla. Sağlık olsun geç olsun mottosunu oyun için
anarak oyunu izlemek için büyülü sahneye giriş yaptım. Büyülü sahne diyorum
alana. Çünkü gerçekten büyülü. Dekorların ve ışıkların sizi karşılamasına saygı
duyar, sessizce oyunun başlamasını beklersiniz. Aynı anda hem şiirselliği hem
masalsılığı hem de günceli yakalamak ancak böyle olabilirdi.
Anadolu'dan İstanbul'a gelen Rukiye, Nurullah'ın yanında
hatta berber dükkanında bulur kendini. Aslında berber dükkanına sığınmıştır
dersek pek de fena olmaz. Yeni yuvası, dünyası burasıdır artık. Nurullah'ın
Rukiye'yi sahiplenişine mahallenin genç adamı Ali'nin de dahil olmasıyla olaylar
gelişir. Ali yönetmenlik hayaliyle yanıp tutuşan pek hevesli bir genç adamdır.
Hayalleri, hikayeleri, söyleyecekleri asla bitmeyen ve yetmeyen gönlü kocaman
genç adam.
Dansına, sesine, sözüne, hayal gücüne kalplerce...
Oyunda o kadar fazla hikaye o kadar fazla içsellik o kadar
fazla kendini sorgulama o kadar fazla çözümleme var ki hepsi hem birbirinize
bitişik hem de uzay kadar uzak. Şiddet, aşk, yalnızlık, aile, cinsiyet,
kargaşa, karmaşa, çocuk, hayaller... Hayatın içinde bulunan her şeye tek tek
söylenecek sözü olan tertemiz oyun.
Ahmet Sami Özbudak'ın yazdığı oyunu Lerzan Pamir yönetiyor.
Danışmanlığını Serdar Biliş'in yaptığı oyunda tüm
oyuncuların eline sağlık. Ali Seçkiner Alıcı'ya Berber Nurullah deseler
sırıtmaz, öylesine sırtlamış ceketini. (Hocam büründüğün her karakter başka
ışıldıyor, maşallah.) Soner'i oynayan Ersin Arıcı'ya "İşte her gün
gördüğümüz kişilerden birisi! O işte!" Dedirttiği için teşekkürler. Elçin
Sangu ne güzel Rukiye olmuş öyle. Mimikleri, jestleri, duruşuyla "İşte buradayım."
Deme şekli. (Ahhh neler yazasım var da spoilerlar havada uçuşur, sevmiyorum
öyle izleyin de konuşalım bol bol^^) Yönetmen Ali'ye can veren Kerem Arslaner
ise sahneye yüksek enerjisini, temiz oyunculuğunu koymuş. Canlandırdığı
karakterin derinliği ve oyundaki mizahi unsurlarının da daha çok oradan gelişi
ayrıca hoşluk sağlamış. Daim olsun başarısı. Ve Elif Ürse. Enerjisine, sesine,
mimiğine, temposuna hayran bıraktı beni. Ben sahnede olsaydım gözüm kapalı canlandırdığı
karakter olan Semah olmak isterdim, dedim. Büyülediniz beni Şehirde Kimse
Yokken ekibi.
Herkesin eline emeğine sağlık. Öylesine doyamadım ki
isterdim oyun biraz daha uzun sürsün.^^
Bedenimize dokunanlar ruhumuzu çaldılar demiştim ya en
başta. Oysa Victor Hugo'nun dediği gibi; "Sadece bedenleri, şekilleri,
görüntüleri sevenlere ne yazık. Ölüm her şeyi yok edecek. Ruhları sevmeyi
deneyin." Olmalıydı, olsaydı...
Sevgiler.
Oyundan sevdiğim bikaç replik iliştiriyorum sizler için...
"Erkekler, kadınlara tam dokunamıyorsunuz o yüzden
öfkelisiniz."
" İnsan kendini adam bilirken öyle olmadığını anlar ya,
o zamansa iş işten geçmiştir."
"Birisini özlediğim zaman ellerimi toprağa daldırırım
ses versin diye."
OYUN KÜNYE BİLGİLERİ
Yazan: Ahmet Sami Özbudak
Yönetmen: Lerzan Pamir
Danışman: Serdar Biliş
Yapım: Zorlu Psm Prodüksiyon
Proje Yapımcısı: Feri Baycu Güler
Dekor Tasarım: Merve Yörük
Kostüm Tasarım: Gül Sağer
Işık Tasarım: Cem Yılmazer
Müzik: Tolga Çebi
Cast Direktörü: Mine Güler, Elif Özge Maltepe
Yönetmen Yardımcısı: Ömer Güneş
Proje Asistanı: Balım Kar
Oynayanlar: Ali Seçkiner Alıcı, Elçin Sangu, Elif Ürse, Ersin Arıcı, Kerem Arslanoğlu