Deniz Şaşmaz Oflaz: TLC’nin Türkiye’deki yolculuğu gerçekten önemli bir dönüşüm

Deniz Şaşmaz Oflaz: TLC’nin Türkiye’deki yolculuğu gerçekten önemli bir dönüşüm
Geçtiğimiz günlerde Türkiye'deki 10. yılını kutlayan TLC'nin Warner Bros. Discovery Türkiye Başkan Yardımcısı, Türkiye Orijinal Yapımlar, Ulusal Kanallar ve Dijital Platform Operasyon Lideri Deniz Şaşmaz Oflaz, sorularımızı yanıtladı.
 
 
Öncelikle TLC’nin 10. Yılı kutlu olsun. İzleyici için hızlı geçen bir 10 yıldı. Sizler için de 10 yıl hızlı geçti mi?
 
Çok teşekkür ederiz. Evet, kesinlikle bizler için de çok hızlı geçen bir 10 sene oldu. TLC’nin Türkiye’deki yolculuğu gerçekten önemli bir dönüşüm diyebiliriz. İlk geldiğimiz yıllardan beri izleyicinin ilgisini çeken ve “gerçek hayatın içinden” hikâyelerin anlatıldığı bir kanal olarak konumlandık. Zaman içerisinde değişimler, dönüşümler yaşadık ama izleyicinin dönüşüm taleplerine ayak uydurarak kendimizi yeniledik ve yenilemeye de devam ediyoruz.
 
Kanalın Türkiye’ye adapte olması kolay oldu mu?

Açıkçası TLC Türkiye’ye adapte olmakta hiç zorlanmadı. Türk izleyicisi TLC ile ilk tanıştığında farklı ve ilham veren programlar sayesinde kanala çok kısa bir zamanda bağlandı. Özellikle “Ağır Yaşamlar”, “Ya Sev Ya Sat” ya da emlak yenileme programları gibi yapımlar, TLC’nin amiral gemileri haline geldi. Bu programlar, izleyicilere yalnızca eğlence değil, aynı zamanda gerçek hayat mücadeleleri, değişim hikâyeleri ve ilham dolu anlar sundu.

İzleyicilerimiz TLC’nin kendine has, samimi ve hayatın içinden yayın çizgisini korumasından çok memnun. Ama bir diğer taraftan da Türk izleyicisi yeniliği seven bir yapıya sahip. Bu sebeple yeni formatlar, taze hikâyeler ve sürprizlerle aradaki dengeyi korumaya çalışıyoruz. Özellikle empati uyandıran ve ilham veren gerçek hayat hikâyeleri, kanalın Türkiye’deki başarısının en güçlü yapı taşlarından biri diyebiliriz.
 
2015’ten beri hala yayınlanan programlar var mı? Ya da ilk başta yayına giren ama sonra Türk izleyicisine uygun olmadığını düşünüp yayından kaldırdığınız programlar oldu mu?
 
Evet, 2015’ten beri hala yayınlanan içeriklerimiz var. Ağır Yaşamlar, Emlak Avcıları, Rüya Gibi Evler, Ya Sev Ya Sat, Hayalimdeki Ev ve Temizlik Bağımlıları hem gündüz hem de akşam kuşağı için en çok izlenen içerikler arasında. Özellikle Emlak Avcıları ve Rüya Gibi Evler, TLC ile özdeşleşen “ev/emlak” içeriklerinin öncüsü oldular. Bir diğer yandan Suç ve Araştırma Kuşağı da TLC ile çok özdeşleşmiş bir içerik. En eski ve hala sevilen suç programlarımız People Dergisi Araştırıyor, Bir Canavarın Zihni, Ölümcül Sırlar, Kayıp, Kan Bağları ve Tam Paçayı Kurtarıyordum Ki.
 
İlk başlarda çok tercih edilen ama zamanla izleyicinin ilgisinin azaldığı içeriklerimiz ise Doktor Çıbanım ve Sıkı Dönüşüm gibi radikal bedensel değişikliklerin olduğu ya da ileri derece tıbbi problemlerin olduğu programlar diyebiliriz. Bunlar birkaç yıl öncesine kadar çok daha fazla izleniyordu. Ancak artık hem globalde hem de Türkiye’de bu programlara karşı ilgide bir düşüş var. Bir de globalde çok ses getiren P.Diddy, Jeffrey Epstein, Amber Heard-Johny Depp gibi Amerikan içeriklerin Türkiye'de TV’de çok da karşılık bulmadığını gördük. Bu da bizim için önemli bir veri diyebiliriz.
 
Diğer ülkelere nazaran Türk izleyicisi TLC’de en çok neyi seviyor?
 
Global ölçekte yapılan araştırmalar, TLC izleyicisinin genellikle kendini geliştirmek isteyen, açık fikirli, meraklı ve empatik bireylerden oluştuğunu gösteriyor. Bu izleyici kitlesi, “otantik duygusal yolculuklar”, “sınırları zorlayan hikâyeler” ve “farklı yaşam tarzlarını keşfetme” gibi temalara büyük ilgi duyuyor. Türkiye’de ise TLC izleyicisinin markayla kurduğu bağ biraz daha farklı. Türk izleyicisi için TLC, “bizden biri” hissi veren, samimi ve içten hikâyelerin adresi. Karakterlerin sorunlarını açıkça konuşabilmesi, mücadele ve dönüşüm hikâyeleri, izleyicinin kendini yalnız hissetmemesini sağlıyor. İzleyici, ekranda kendi hayatına dair bir şeyler bulurken aynı zamanda yeni fikirler ve ilham da ediniyor.
 
* Daha çok kadınlara yönelik bir kanal olarak hayatımıza girdi TLC. Ama zaman içerisinde her kesimden, her meslekten insanın TLC’de bir program izlediğine tanık olduk. Bu anlamda zaman içerisinde strateji de değiştirdiniz mi?
 
Belirttiğiniz gibi aslında başlangıçta kadın odaklı bir kanal olarak kurulduk. Fakat zaman içerisinde tüm aileye ve farklı demografik gruplara hitap eden bir kanala dönüştük. Yayın akışını ve içerik çeşitliliğini arttırdıkça her kesimden, her meslekten ve yaştan izleyicinin ilgisini çekmeye başladık. Örneğin film kuşağımız özellikle prime time saatlerinde TLC’ye yeni izleyiciler kazandırdı. Dikkat çekici bir şekilde, bu süreçte erkek izleyici oranımız da belirgin biçimde arttı. Artık erkek izleyiciler de TLC’yi günün yorgunluğunu atmak, kaliteli içerikle vakit geçirmek için uğrak noktası haline getirdi. Ayrıca, film kuşağı, sadece yeni izleyiciler kazandırmakla kalmadı; mevcut izleyicilerimizin de kanalla bağını daha da güçlendirdi.
 
Bir dönem Digiturk’te bir frekans değişikliği yaşadınız. Bu izlenme oranlarınızı etkiledi mi? Yoksa izleyiciniz sizi kumandada takip etti mi?
 
Digiturk’teki frekans değişikliği elbette kısa bir adaptasyon süreci gerektirdi; ancak TLC izleyicisi kanalını kumandada takip etmeye devam etti. Çünkü artık TLC, Türk izleyicisinin günlük hayatının bir parçası haline geldi. İnsanlar, TLC’nin sunduğu kaliteli ve ilham veren içerikleri kaçırmak istemedikleri için kanalın yeni frekansını hızla bulup izlemeye devam ettiler. TLC olarak izleyicimizle çok güçlü bir bağ kurduğumuzu düşünüyoruz. Biz onlar için evde nefes alınan bir alan, farklı dünyalara açılan bir pencere gibiyiz. Bu yüzden teknik değişiklikler ya da platform güncellemeleri olsa bile sadık izleyici kitlemiz bizi bırakmıyor. 
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER