Birini ne kadar süre dinleyebilirsiniz? Dinlemek diyorum,
böyle ciddi ciddi kendini karşı tarafın sözlerine bırakarak ne kadar süre
dinleyebilirsiniz? Hiç düşündünüz mü ya da bunu? Bakın en uzun süreyi değil
sadece NE KADAR dinleyebileceğinizi sordum! İtiraf edelim ki bu süre aslında
çok ama çok az... Çünkü dinlemiyoruz. Annemizi, babamızı, eşimizi,
arkadaşımızı, çocuğumuzu, komşuyu... Kimseyi dinlemiyoruz. Hep anlatmak derdine
düşmüşken hep bizi dinlesinler isterken dinlemeyi ve dolayısıyla da duymayı
yitiriyoruz. İşte tüm sorunların başını da bu çekiyor... İLETİŞİMSİZLİK HALİ...
Evet, hoş geldiniz Duy Beni evrenine. Burası da tam da bu
sorunların başlangıcı olan yer. Kimsenin kimseyi gerçekten dinlemediği,
dinlemediği için asla anlamadığı, anlamadığı için sevmediği ve tüm bunların sonucunda
da haksızlığa uğrayan insanlar, vicdan yoksunu insanlar, suçluya ceza veremeyen
daha fazla suçlular... Diye ilerleyen zincirleme zorba takım tamlaması.
Peki hangisi suçlu? Asıl suçlu kim? Hangisi daha çok suçlu?
Ya da kim daha fazla kötü? Ya da kim daha fazla zorba? Ya da kim daha fazla
haklı? Kimin cezası daha büyük olmalı? İyi hiç mi yok? Daha bunun gibi
milyonlarca -bence daha fazla- sorunun cevabını alabileceğimiz bir dizi başladı
Star ekranlarında. Yapımcılığını Süreç Film'in üstlendiği yönetmen koltuğunda
Ali Balcı'nın oturduğu ve senaryosunu Makbule Kosif'in yapmış olduğu Duy Beni
genç kadrosuyla ve afişleriyle dikkatleri üzerine çekti. Ana konunun zorbalık
üzerine olduğu dizide sadece zorba olanlar değil sevgisiz kalanlar, dertleri
derya olanlar, her şeyden habersizgiller, her şeye gözünü kapayanlar olarak
çeşitli dallara ayrılan grupları da görüyoruz.
Çiftini seç, yorumlarda buluşalım^^
Baştan söyleyeyim sonra bozuşmaca, gücenmece, darılmaca,
alınmaca olmasın. Favori çiftim Ozan ve Melisa'dır. Yani benim çoğunuzun şipi gibi
#EkKan (Ekim & Kanat) kısaltması değil #OzMel idir. ^^ Hemen nedenlerine
geçeyim, sonra kaldığımız yerden devam edeceğiz. Çünkü bence Ozan ve Melisa
direk kötüler ve netler ve kesin bilgidir. En azından ne oldukları herkes
tarafından gözle görülür şekildedir. Elbette ikisi kötü diye diye onlar favorim
değil. Ne istediklerini net bildiklerini düşünüyorum. Nasıl can yanar ve
yakılır onlardan sorulur. En çok da birbirlerinin canını hatta. Bu aşırı samimi
değil mi? Bence samimiyetin, özgüvenin, bilmenin en baş şartlarından ve bu
şartlar fazla fazla bulunuyor bu bünyelerde.
Kanat ve Ekim iyiler mi kötüler mi inanın sabaha kadar
tartışabiliriz... Çünkü mesela hocayı öldürenin Kanat olmadığını biliyor olsak
da bu Kanat'ı masum yapmıyor. En azından benim gözümde yapmaz. Çünkü kötülüğün
aşısı bi' kere vurulmuş vücuduna. Ekim'in iyilikle kötülük arasında bocalama hali
mevcut. Hani şu an tam da nereye çekilirse o tarafa evirilecek halde kendisi...
Pekiiiii bu çocukların suçu mu hepsi? İşte orada da desteğim
gençlere. Çocuklar büyüklerin aynasıdır aslında. Söylenenler bi' yere kadar
devam ederken yapılanlar belleklere kazınıyor. Ama babadan ama anneden ama
öğretmenden ama başka büyükten. Ve bunların sancılarını bir başka çocuk çekiyor
en ağrılı şekilde. Dur demek lafta kolay, hadi kim diyebiliyor yapma diye!
Bugün küçük bir çocuğun saçının teline dokunsanız avazı çıktığı kadar
bağırıyor. Uyarmak kimin haddine! İşte burada yine ebeveynlere kocaman görev
düşüyor.
Size seslendiklerinde çocuklarınız duyun onları. Dinleyin,
anlayın. Ya da destek alın, aldırın. Ötelemeyin, vurdumduymazlık yapmayın,
geriye atmayın, sonra bakarızcanımcılık yapmayın. Bugünün sorunu olduğunu,
sizin bugün ödevinizin bu olduğunu
unutmayın. Ve bırakmayın yarına bu ödevleri. Sonra başka Leylaların
canına malolabilir. Ya da başka Aziz'ler can yakabilir. kanat'lar nefretler
dolabilir, Melisa'lar öfkeyle saldırabilir. Herkesin karşısına Selim Öğretmen
çıkmayabilir...
Reyting yıldızı bu yaz sezonunda pek parlamıyor. Yalnız yine
de son bölüme kadar, gittiği yere kadar sesleri duyun, görün, anlayın,
kavrayın... Destek olun, yardım edin, dinleyin... Yazının başlığında KİM KİME
SESLENİYOR? Yazmıştım ya ben de evinde reyting cihazı olan kişilere sesleneyim
bari: DUY BENİ VE İZLE DİZİYİ ^^
* Burak Can'a ayrı parantez açmak istiyorum: Aziz karakteri olarak gittikçe içindeki kötüyü başarılı şekilde dışarıya çıkarıyor. İşte o çocuğun tüm tavır ve davranışlarında babayı görebiliriz. Öfke, nefret, kin.. Hepsi bir arada... Tebrikler bir kez daha...
Sevgiler...