Güneşin Kızları dizisinin ilk bölümüne toplu bakış

Kötülük için kötülük değil, sadece biraz derinlik
Ece Tabakoğlu

 
Güneş’in Kızları ister istemez pek çoğumuzun aklına Güneşi Beklerkeni getirdi ve onunla kıyasladık. Ama bunun negatif bir eleştiri olarak algılanmasını istemem. Zira Güneşi Beklerken, sorunlu erkek ve asi kız kimyasını çok iyi yakalamayı başarmıştı. Sonuçta Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek de yok. Nazlı ve Savaş ilişkisinin dudağımızın kenarında bir gülümseme ile ZeyKer’i hatırlatması hiç de kötü bir şey değil. Zaten havuz sahnesi ile de bu benzerliği kurmamız istenmiş gibiydi.
 
Ancak Nazlı ve ikizi Selin’in karakter özelliklerini iyice ortaya koymak için abartılması beni rahatsız etti. Bu durumun ilk bölüme has kalmasını temenni ediyorum. Tahmin ediyorum ki zaman içinde sivri uçları biraz törpülenecektir. Aksi halde onları sevmem hayli güç olur. İyi ki Peri var; normalliği ve mantığı ile ikizlerden ötürü gerilen sinir uçlarımızı rahatlatıyor. Zaten Miray Akay’ın oyunculuğunu 20 dakika’dan beri çok beğeniyorum Peri de iyi bir kız olunca O’nu izlemesi benim için keyifli oldu.
 
Ama Güneşin Kızları’nın en büyük kozu Emre Kınay'ın oynadığı Haluk’un sosyopat karakteri olacaktır. Örneğin bu noktada Güneş’in Kızları beni ikinci bölümü izlemeye ikna etti. Çünkü Haluk çok tehlikeli sınırlarda bir karakter, insan merak etmeden duramıyor. Ancak bu, tek başına diziyi düzenli takip etmem için yeterli olmayacaktır. Eğer Haluk’un kötülükleri tahammül edemeyeceğim sınırlara gelip, işin sonu Güneş’in bu evliliğe mahkûmiyeti olursa yaz günü televizyon karşısında gerim gerim gerilmeyi tercih etmem. Ama yok, Haluk içinde aslında iyi bir kalbi taşıyor, sadece onarılması çok güç bir şekilde hasarlı bir karakterse; O’nun dönüşümlerini merakla izlerim. Güneş ile ilişkileri bu sayede epeyce çalkantılı olur.
 
Ama her ne olursa olsun Haluk’un oğlu Ali’ye yaptığı bana O’nun içindeki iyiyi bulmamızın zor olacağı hissini veriyor. Bu arada Ali’yi de sevdiğimi söyleyebilirim. Tadında kıvamında bir karakter olmuş bir an bile demedim ki bu Ali neden böyle diye. Yaptığı her hareket ile Tolga Sarıtaş’ın Ali’yi kafasında çizdiği belliydi. Onun dışındaki gençler tayfasının abartılı çirkin halleri, eşek şakaları beni rahatsız etse de bunun için de iyimser düşünüp zamanla, hal ve tavırlarının normalleşeceğini düşünüyorum.
 
Kısacası Güneş’in Kızları benim için şimdilik bıçak sırtında. Fazla kötülük, entrika ve gerilim beni diziden uzaklaştırır ama Mertoğlu Köşkü'ndeki kötü hava entrika için değil de derin karakterler anlatmak için kullanılırsa müptelası bile olabilirim. 
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER