Her
yaşa göre aşk
Çağla
Akyürek
Bir diziyi tanıtımlarına göre yargılamanın ne
kadar gereksiz olduğunu fragmanlarıyla ölümüne dalga geçip sonra deli fanı
olduğum Güneşi Beklerken ile
kabullenmiştim. Güneş’in Kızları’nı bu
nedenle önyargılarımdan tamamen sıyrılarak bekledim ve ilk bölümü de aynı
şekilde izledim.
Dürüst olmak gerekirse ilk yarım saat biraz
sıkıldım ve içimden sanırım beni sarmayacak diye mızıldanmaya başlıyordum ki
Haluk’un ailesi işin içine girince dizi beni içine aldı. Evet, Güneş ve kızları
ilk anda beni pek açmadılar. Beş parmağın beşi bir değil derler ya hani,
sanırım Güneş’in kızları o misal hepsi birbirinden taban tabana zıt üç kız
kardeş. Tabii ki karakterleri birbirinden farklı olabilir, olacaktır da ama bu
denli uç karakterler bana çok da sahici gelmedi, özellikle de ikizler.
Hikâyenin akışını ise sevdim, bende sürekli bir
merak duygusu uyandırdı ki bu merak duygusuyla başlarda sıkılmama rağmen izlemeye
devam ettim. Ama merak ettiğim bazı noktaların kendi hislerimizle çözmemize
izin verilmeden adeta gözümüze sokularak karakterlerce anlatılmasını sevmedim.
Sevilay’ın Haluk’un eşi olduğunu anlamamız için yapılan telefon konuşması,
Rana’nın üvey oğlunun hikâyesini öğrenme şeklimiz gibi birkaç olayı daha farklı
görmek isterdim açıkçası. Böyle olmasa nasıl anlayacaksın hikâyeyi derseniz
orasını bilemem zaten dizinin konusundan bildiğimiz bazı şeyleri bu şekilde
izlemek istemezdim o kadar. İlk bölümden her yaştan herkesin aşk sinyallerini
almış olmamız da düşündürücü. Bana fazla gelen noktalardan biri de ‘birbirinden
farklı karakterler var ama hepsinin de birer ruh eşi var’ durumu oldu.
Açıkçası Güneş’in
Kızları’nı ne sevdim ne de sevmedim diyemiyorum. Abartı bulduğum noktalar
olmakla birlikte sanırım ben bu diziye özellikle Haluk karakteri için bir şans
vereceğim. Elbette şok eden final sahnesinin yarattığı gizemin etkisi olmakla
birlikte “hiçbir insan bu kadar mükemmel olamaz, peki ama her iyi insanın da
bir karanlık tarafı var mıdır?” sorusuna yanıt bulmak istediğim için
izleyeceğim. Güneş’in Kızları’nın,
daha çok gençleri hedef alan çilek tadında, limonata ferahlığındaki yaz
dizileri arasında farklı bir soluk olacağını ve ‘her yaştan aşk’ diyerek her
yaşa hitap edecek bir iş olduğunu düşünüyorum. Yolları açık olsun, reytingleri
rast gitsin …