"Güneşin Kızları bir yangını başlatacak..."
Sinem Ülbeği
İşin aslı ilk tanıtımları izlediğimde ''Bu
dizide kendime yakın görebileceğim ne var?'' diye düşündüm. Huysuzluk işte..
Bir denesene önce, azıcık şans versene. Güneşin Kızları hızlı bir giriş yaptı
ve yanılttı beni. Öncelikle girişi çok dinamik ve tazeydi. Cast seçimi gayet
uyumluydu. Hiçbiri sırıtmadı ve birbirleriyle sanki beş yıldır
çalışıyormuşçasına uyum içindeydiler. Bazen geçmişe dönüp dizilerin ilk
bölümlerini açarım ve bu uyumun başlarda pek mümkün olmadığını, daha çok
sonradan kazanıldığını görürüm. Neyse ki burda öyle bir sıkıntımız yok.
Emre Kınay'ı sempatik ve esprili baba rollerinde
izlemeye öyle alışmışım ki 'gizemli iş adamı' portresi beni ilk etapta zorladı.
Role yakıştığı muhakkak. Bense hep bir yerde koca koca espriler patlatacak diye
bekledim durdum. Haluk karakterine alıştıktan sonra izlemesi keyifli. Ekran
Emre Kınay yüzünü seviyor..
Evrim Alasya'yı en son Gönülçelen ve Muhteşem
Yüzyıl gibi yapımlarda izlediğimi anımsıyorum. O günden bugüne zaman onun için
geriye doğru akmış adeta. Güzellik suç olsa müebbet yiyecek hâle gelmiş.
Kızlarından Selin'in tiz sesi kulağımı tırmalasa da hepsi rolünün altından
kalkacak yüzlerden oluşuyor.
Hikayeye giriş serin, ilerleyişte ufak
durgunluklar olsa da finale çıkış gayet kendini izletecek cinstendi. Güneşin
Kızları sırlarla dolu bir iş olduğunun vaadini verse de gelecek dönemini
kestirmek güç. Yine de kadrosundaki, ruhundaki genç yapı ve esprili tarzı diziyi
belli bir seyirci kitlesinin güvenli kollarına emanet edecek gibi görünüyor.
Özellikle de Savaş ve Nazlı'nın yarattığı tempoyla genç kitlenin gözü muhakkak
bu diziye kayacaktır. Bu göz kaymaları kalıcı hâle gelip kemik kitleye mi dönüşecek yoksa
işler başka türlü mü ilerleyecek, bekleyip hep birlikte göreceğiz..
Şansı bol,
yolu uzun olsun!