Gündüz kuşağı: Televizyonun alacakaranlık kuşağı

Kayıp arama formatının en başarılı işlenen versiyonu olan Müge Anlı'nın şimdilerde yaptığıdır. Müge Anlı'nın yaptığı yayıncılık; ekstrem, işin içinde kötü kokuların döndüğü kayıp vakalarıyla ilintili olup, sağlam bir ekiple izini sürmek üzerine kurulu. Serap Ezgü ve Müge Anlı'nın arasındaki başarı farkı sadece daha ilginç konulara odaklanıp, onu daha seçkin sunmakla alakalı değil. Müge Anlı'nın yırtıcı yönetimi ve avcı köpeği refleksleriyle idame ettirdiği programı izlerken seyirci olarak olayın içine girebiliyorsun.

Serap Ezgü'de olan şey gereksiz detayların sakız gibi uzatılıp, sunucunun duyarlı ve ilgili görünme çabasından başka bir şey değildi. Herşeyden önce neden yarım sezon yayın yapıp iki sezon boş duruyorum diye bir soru yöneltmesi gerekir kendine ve ekibine. Benim yapımcılara sorum zaten hazır. Bakınız Müge Anlı ile Tatlı Sert, kahvaltıda ekmeğe tereyağ ve reçel sürerken ''Katil kim?'' ''Maktulun oğlu niçin böyle soğukkanlı?'' ''Suç aletleri nereye atılmış olabilir?'' gibi sorularla seyircisini 5 yıldır meşgul ediyor. Bunun uzun vadede insan psikolojisine etkisini artık belki de inceleme altına almak lazım zira kulağa ciddi anlamda korkutucu gelmekte. Fakat reyting ve sansasyonel vukuatlar birbirini besliyor, izlenirliği had safhada. Başarılı televizyonculuk için etik yayını kılıfına göre ayarlamakta yarar var.

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER