Gönül İşleri: Bize kâr kalan en neşelisinden temiz bir hikâye işte!

Yemek arası çabucak bitiyor. İşler bitmiyor. Cafe'de oturup set ziyareti yazısının fotoğraflarını seçiyorum. Yapım'la sohbet ediyorum. "Az sonra kız isteme bloğu çekilmeye başlayacak, izlemek ister misin?" diyorlar. Mekana doğru hareketleniyorum. Sahneyi bir kez tam prova ediyorlar. Mizansen, trafik, replikler yerlerine oturtuluyor ve 19:19'da motor diyorlar. İstikamet en geç 21:00'da bu bloğu bitirmek. Daha müştemilat ve kapı önünde Yılmaz sahneleri çekilecek. Ben saatime bakıyorum. Prova esnasında Türkan Hoca bir yandan da ertesi günün çekim programını konuşuyor yardımcı yönetmeni ve asistanlarıyla.. Bu günden bazı ufak tefek sahnelerin ertesi güne kalabileceğine karar veriyorlar.

Sahne prova edilirken kapının önüne çıkıp sigara içiyorum. Hava karardı. Hava soğuk. Birazdan sette işim bitecek, evime gideceğim ama onlar çalışmaya devam edecekler. Hep olduğu, her sette olduğu gibi... Set ziyareti yaptıkça ve ekranda izlediğiniz işlerin perde arkasını, mutfağını, sarf edilen emeği, özveriyi gördükçe dönüp de "meh, olmamış!" demek zorlaşıyor. Gerçekten çok yoruluyorlar ve onları bu azgın ve kontrolsüz gidişata karşı dik tutan maddi karşılığından da önemlisi yaptıkları iş hakkında iyi cümleler duymak ve anlatılan hikayelerin bizde yani seyircide ufacık da olsa bir yer edindiğini bilme ihtimali.. İşleri izlerken hatta eleştiriken bu cümleler de aklınızın kenarında bulunsun..

Gözlem kısmı bittikten sonra set sohbetlerine geçiyorum.. Okuyacaklarınız manşet çıkarmaya kodlanmış röportajlar değil, gelişine akmış sohbetlerdir..

Buyrun Sezai Aydın, Bennu Yıldırımlar, Selma Ergeç ve Sinem Kobal sohbetlerine..
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER