Gün biter, iş biter, ranini gitmez! Çok yorgunlar ama nezaketle sohbetime katlanıyorlar
Gönül İşleri: Bize kâr kalan en neşelisinden temiz bir hikâye işte!
28 Aralık 2014
Genelde ilk kez gittiğim setlerde "Ranini
buymuş.." fısıltısı hızla yayılır ama, bu sefer bütün ekip beni
"Hoca'nın bir arkadaşı" zannediyor. Ranini olduğumdan henüz habersizler.
Onların habersiz olduğundan da ben habersizim.. Hatta ziyaretimden
habersiz oldukları için Bennu, Selma ve Sinem ile ilk günün sonunda
karavanda otururken işle ilgili röportaj da yapmıyorum. (Ne çok habersiz dedim?) Bennu Yıldırımlar sahneye girmek için yanımızdan ayrıldığında, karavanda Selma ve Sinem ile uzun uzun sohbet ediyoruz. Konumuz hayat, sektör, çiçek böcek başka ne olacaktı? Elbette o sohbetten size dirhem bile vermeyeceğim. Kötüyüm.
Ama
bilmeniz gerekenler de yok değil. Bir kere kızların karavanı çok
düzenli. Küçük masanın üzerinde sanki özenerek simetrik dizilmiş
sağlıklı içecekler, light atıştırmalıklar duruyor. Bu kadar derli toplu
oyuncu karavanı görmeye de pek alışkın değilim aslında.. Karavanın
kapısından aşağıya ince şeritler halinde rengarenk otrişler sarkıyor.
Görmeniz lazımdı. "Çekseydin de görseydik!" dediğinizi duyar gibiyim.
Niyet ettim ama sonra sohbete dalıp unutum desem kaç puan? O günkü sahneleri
bittiği halde nezaket gösterip beni ağırlıyorlar. Yorgunlar ama belli
etmiyorlar. Kırmayıp poz bile veriyorlar. Gerçekten tatlılar!
Köprü trafiğinin en azgın anlarını karavanda sohbet eşliğinde atlatınca,
ayrılıyoruz. Birazdan izlenimlerimi okuyacağınız ilk set günüm de bitmiş
oluyor. Eve doğru giderken metrobüsün telaşesinde günü hafızama
kazıyorum.