Set ziyaretimin ilk günüde hemen Türkan Derya'nın yanı başına ilişip sessizce sahneleri izliyorum. Stoksuz
gidiyorlar demiştim. Türkan Hoca ve ekibi gayet hızlı çalışıyor. Kağıt kalemle ilişkili olmayı
sevenlerden. Senaryonun üzeri notlarla dolu. Çekerken de, çekmeden önce de notlar alıyor. Küçük, renkli (ilk günkü senaryoda yesil ve mavi bantlar vardı) bant
ayraçlarla donatılmış senaryo gelinlik kız gibi görünüyor gözüme. Tam "kız işi" bir senaryo var, monitör masasında. Okulda da süslü defterleri var mıydı? Keşke sorsaydım...
Son gün sarı ayraçlarla süslenmiş senaryo ve yine tertemiz monitör masası
Gözü hep senaryoda,
monitorde. Biten sahnelerin üzerine boydan boya çarpı atıyor. Sigara içmiyor, abur cubur yemiyor. Su içiyor, diğer sıvıları (kahve, çay) da tüketmiyor ya da ben hiç denk gelmedim. Son gün güneşe konuçlanmış mola taburesinde içtiği kahveyi saymazsak. Yok. Kahveyi ben içtim, Türkan Derya içmedi galiba yine. Neyse... Monitor masası
dikkat çekecek kadar temiz ve çok tertipli. Diğer zamanlarda monitor masasında lavanta kolonyası da olurmuş.
Asistanı söylüyor. Bugün
yok. Son set ziyaretimde de masayı aynı tertipte görünce bunun bir tesadüf olmadığına inanıyorum. İşine cok konsantre, cep telefonu monitor masasında, ters çevrilmiş halde
duruyor ama neredeyse hiç
bakmıyor. Cok genç ya da cok genç görünen bir ekiple çalışıyor. Ekibin
yaş ortalaması gözüm beni yanıltmıyorsa taş çatlasın 26'dır.