Hala git, "İso kayboldu" de, ben burda kalçam. Defne, biz de bundan yapalım. Bi durun ya, teker teker uyutçam sizi.
Eline bebek çok yakıştı Ömer İplikçi, acilen baba olman gereken bir konu var. Toplantılarda, ciddiyetiyle meşhur Ömer'in ciddiyetini aratmayan İso Bebek'i mıncıklamak istiyorum. Anası duy lütfen sesimi! Benim yerime de sever misin oğluşunu? Ömer'in, kucağındaki bebekle dünyanın en tatlı ideal babasına dönüştüğü sahneleri, sarıp sarıp izleyebilirim sanırım. Daha çok sahne istiyorum. Evde, arabada, markette, parkta falan diye sipariş verebiliyor muyuz? Piliiiiizzzz!!! 


Enişte, halam o kadar çok senden bahsetti ki her şeyim sana benzedi. Güldürme Allasen, hep bi ciddi takılıyom normalde senin gibi.

Lara'yı kimselere emanat edemeyen Seda'nın, söz konusu elin oğlu olduğunda, hiç sorgulamadan İso'yu Pamir'e bırakmasına diyecek tek kelimem yok! Pamir'e "Çekil şurdan be!" bakışları atan İso'ya "Nasıl gidiyor bebeklik?" diye soran Pamir. Allah'ım bu bir kısır döngü, gülmekten ölüyorum. 

Ah Nihan ah! Sen, kırmızı kapılı evlerde Koray'la kavga etmesini bilirsin ama senin oğlun dönüp dolaşıp, Koray'ın eline düşebilir. Olamaz mı? Olabilir. Ne adamsın be Koray Sargın! Allah senin eline düşürmesin! Karizmadan, cooldan yıkılan çocuğu maymun ettin iki dakikada. Ama koymaz İso Bebek'e senin anlattıkların, çünkü o daha annesinin karnındayken ne entrikalar atlatıp, halasının aşk acısıyla büyüyen bir çocuk!  Nihan'ın "Berke benim dedemin adı, onu koyalım." demesine rağmen, babamız Serdar'ın onayından geçmediği için "İso" olarak dünyaya gelen bebeğin adını Koray değiştirdi. Hayırlısı, belki Nihan sevinir. ^^ Koriş'im, sen Berke'nin fotoğrafını Instagram'a koyduğunda, altında DefÖm etiketi kullan, hani ne de olsa onların yeğeni. Ne beş yüzü, benden sana garanti, en az iki bin beş yüz layk! 


Öf Koriş, sen de olurdun be kanka. Yeter ki babamın yanına dönmeyeyim. Kaçır beni n'olur?

İso Bebek'in coolluğunu yiyeceğim vallahi, Koray kafasından aşağıya konfetiler döküyor, çocukta gram tepki yok. Aynı Ömer İplikçi. "Ben ne yaşıyorum ya?" diyerek bakıyor etrafına. "Anne bu ne biçim dizi? Bizim dizi mi? Hani haftalardır oynadığım? Burada herkes böyle deli gibi ama. Mahalle gayet normaldi. Dizideki halam nerede çalışıyor allasen? Beni en üst kata götürün n'olur. Huzurluydum orada!" AHAHAHAHA! Ciddi kalamıyorum. 

"Gidemezsiniz! Ben ona çok bağlandım! N'olur benim olsun bu! Hayatım sen daha çok gençsin, bir sürü yaparsın!" Ne var yani Defne, neden bırakmadın? Hem on tane hedeflemiyor muydunuz siz? Ne pinti çıktın tü tü tü! Koray Sargın, efsanesin! 

İso Bebek'in kaybolduğunu düşünüp endişelenen Defne ve Ömer'in, durumu Nihan'a çaktırmamak için her şey yolundaymış gibi davranması kalp ben! Ve Ömer'le görüntülü konuşacağı için, elindeki poşetleri fırlatıp, fonu değiştirip, en güzel bakışlarını takınıp, dublajlı filmlerden fırlamış gibi "Ömer... Uzun zaman oldu..." diye esli esli konuşan Nihan, şa-ha-ne-sin! Ve pek tabii Ömer'in sosyalleştiğini anladığı ilk anda, "Kapatayım mı ben ya?" diye sorması, üstelik Nihan secreenshot bile alamadan kapatmasına çok bozuldum. Çünkü Nihan o anı, Instagram'da Serdar'ı ve Topal'ların sülalesini blocklamak pahasına "Eniştemle hasret gidermece" olarak paylaşacaktı. Yazık oldu. Ama Ömer'in kapatırken, "Görüşeceğiz Nihan, merak etme." demesine koptum tabii. "İstemeye geleceğim daha ben Defne'yi, şimdi senin çocuğu kaybetmişler bir onu bulalım sonra konuşuruz Nihan'cım..." 


Eh işte Ömer ne yapalım... Oğluşumla Dostoyevski okumaya başladık. Senden ne haber? Proust'a devam mı?

Ayşegül'ün İso diye yanıp, İso Bebek'i bahane edişleri, İso & Ayşegül aşkını kaplumbağa hızından öteye götüremiyor sevgili okurlar. Ragıp memlekette, Cevdet cehennemin dibinde, ne güzel İso ve Ayşegül çekirdek çitleyebiliyorlar. Nihan'ın olaylara bakış açısı kararmış zaar, Serdar bile fark etti bir şeyler döndüğünü. Ve pek tabii çekirdek güzel şey, hele çifte kavrulmuşsa! Mesela ben de çekirdek çitleyerek, Kiralık Aşk Evreni'nde saatin 9'a gelmesini bekliyordum. Değil çift, 63 kere kavrulmuştum sevgili okur. Ben bugünlere kolay gelmedim. 

Araya bir de Sinan ve Seda'nın, yoktan yere çektikleri aşk acısını sıkıştıracağım. Pamir'le aynı fikirdeyim bu konuda: "ÖF!" Öf çünkü filmin güzel yerinde araya giren kötü reklamlar bile daha çekici geliyor Seda'nın tribal enfeksiyonundan. Ben anlamıyorum sevgili dostlar, Seda aramıza karışmadan önce gayet mantıklı bir insandı. Aşka düşmekle alakası yok bunun, resmen biz bozduk Seda'yı. Dedi ki, buralarda demek ki böyle. Neyse ki Pamir, iteledi kakaladı da barıştı Sinan'la Seda'yı. Maşallah onların hızına zaten durmadıkları sürece, bir şey diyen yok. 

Yazı devam ediyor...


BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER