KISA... KISA...
- Öncelikle Pamir ile
lunaparka giden Defne’nin bizlere verdiği gizli mesajın altını çizmek
istiyorum. Karakolda polis müdürüne yaptığı konuşma, söyledikleri sanki Pamir
ile böyle bir şey yaptı diye ona kızan seyircilere cevap niteliğindeydi: “Utancımdan yerin dibine girmek istiyorum.
Çok özür dilerim. Ömür boyu beni hapse atın. Ben yine de cezamı çekmeye
hazırım, atın beni kodese… Bir daha yapmayacağım. Ne yapması, bakmayacağım bile
gözümün ucuyla. Bir daha kesinlikle böyle bir şey olmayacak.” O anki
öfkesinden kuruldu, rahatladı. Bu rahatlamasıyla her şeyin yeniden başlama
şansı doğdu. Ancak cezasını da çekti, artık bir daha yapmayacak ağabeyleri ve ablaları
merak etmeyin.
- Tabi karakolda mesaj
veren sadece kendisi değildi. Pamir de “Canımız çekti, girelim dedik” diyerek
her hareketinin sadece bir can çekmesiyle olduğunu belirtmiş oldu. Öyle derin
duyguları yok. O nedenle müdürün de “Can bu çeker, ama
pencereden gizli gizli girmek basil başına suç” sözleriyle
dediği gibi kendisine ait olmayan bir şeye sırf canı çekti diye öyle giremez.
Aynen kendi almadığı bir kitabı almış gibi yapamaz ya da ikram edilmeyen
pazıdan zorla almaya çalışmaz… Neyse o da bir daha yapmayacağına söz verdi
zaten.
- Ayrıca Ömer çizim
yaparken spor ayakkabıyla dolaşan kendisinin yüksek topuklu ayakkabılarla hayal
edemeyen Defne bu hafta İkinci Şans ile pek hoştu. Artık spor ayakkabılarının
yarattığı konforu biraz bıraksak mı? Hızlanma zamanı, topuklar üstünde nefes
nefes koşmanın...
- Geçen hafta bu aşkın
temeli sağlam, azıcık bir tadilat ile ayağa kalkar demiştim. Görünüşe göre
Defne’lerin evi de en az bu aşk kadar zarar görmüş yaşanan depremden. Her
tarafı dökülmüş. Bir yıl sonra ilk kez yapılan pazı sarmasının ortaya
çıkmasıyla da İso geçmiş tadilatın başına, bir seferde tüm onarımları yapmış.
Madem evin tadilatı tamamlandı, o zaman aşkın da başlamana zamanı geldi
demektir. Ne dersiniz?
- Defne ile Ömer aşkının
tadilatı hızla devam ederken İso’nun hayata dair her umudu da bir bir sürekli
yok oluyor. Evli ve çocuklu bir kadına duyulan aşk... Bu diziye neden böyle bir
hikaye izlendiğini merak ediyorum. Eminim varacağı bir nokta, vereceği bir
mesaj olacaktır. Belki de bir zamanlar “Kazanıp
kazanamayacağını savaştan bilemezsin. İçinde öyle bir kıvılcım düştüğü zaman
hatırına yaşayacaksın, yaşatacaksın. Korkmayacaksın! Bir bulut tutar diye sırt
üstü kendini uçurumdan aşağı atacaksın, çünkü korku ruhu kemirir Defo. Mutlu
olmak istiyorsan, ilk şart cesur olacaksın, risk alacaksın.” diyen adamın yeniden
korkusuz olmasını sağlayacaktır. Çünkü şu anda Defne’nin yeniden gayya
kuyularına düşmesinden korkan İso’nun aşka olan inancı hiç kalmamış belli.

- İtiraf ediyorum Seda
Berensel karakteri bugüne kadar Kiralık Aşk’a sonradan katılan karakterler arasında
en sevdiğim, en benimsediğim, belki de en içselleştirdiğim. Maslak’ta
plazalarda karşınıza çıkan üç kadından biri. Çok tanıdık. Hem tanıdık, hem de
sanki Yasemin ile Defne’nin harmanlanmış bir hali gibi. Hikayesi, hayata karşı
duruşu, verdiği savaşların anlatımı cidden çok hoşuma gitti. Sinan ile ise çok
ama çok güzel bir ikili oldular. Eskiden Yasemin-Sinan ya da Sinan-Sude
sahnelerinde hemen sosyal medyaya dalardım. Şimdi ise Seda ile Sinan yan yana
geldi mi, aynı heyecanla diziyi izlemeye devam ediyor. Sinan’a da iyi gelmiş
gibi görünüyor ki; bizlere en güzelinden bir Orhan Veli okudu. Üstünden de ölü
toprağı attı. Kendisine de aile babası olmak pek bir yakıştı. 4.bölümde
evindeki oyun bahçesinden bahsederken mutlu olan Sinan’a demek böyle bir aşk
lazımmış. Güzel oldu, pek güzel.
- Gelelim artık hiçbir
şekilde sabrımın kalmadığı Neriman ile Koray’a... Ben Ömer dönmesine rağmen
hala devam bu miras işini anlamıyorum. Kendisiyle konuşmadığı için üzülen
yeğeninin elinden sevdiği kadını hala alma arzusunu da anlamıyorum. Koray’ın
Neriman tam yumuşamışken ona gerçekleri hatırlatmasını ise hiç anlamıyorum.
Kiralık Aşk iyilerin kazandığı bir hikaye. Şu anda adalet terazisinde dengeler
biraz bozuk. Ancak Neriman’ın asıl cezasını Pamir’den bulacağına dair olan
inancım hala baki. Eğer bu kadın Defne’yi azat etmemenin cezasını çekmeyecek
ben pek rahatlamayacağım söyleyeyim.