Soner ile Aylin, birbirlerinin dudakları çevresinde dolanan fakat bir türlü o dudakları buluşturamayan bir çiftimizdi. 38 bölüm boyunca Aylin'in tüm çabalarına rağmen (evet, çaba diyorum çünkü bu konuda en girişken kadın karakter olabilir) Soner iffetini korumuş, Aylin'i tam anlamıyla maymun etmiştir.

Kanal D, Öyle Bir Geçer Zaman Ki'de her çifte ayrı ayrı fragman çıkarırdı o zamanlar. Soner-Aylin çiftinin fragmanına da bu öpüşme sahnesini koymuştu; hatırlıyorum, hiçbirimizin beklediği bir şey değildi. Beklemediğimiz bir başka şey ise; bu öpüşmenin veda busesi temalı olmasıydı. Tam da Soner'e yakışan bir davranıştı; bir şeyler netleşirken, yoluna girecekken kaçıp gitmek. Kaçarken de Aylin'in canını iyice acıtmak. En doğrusunun da ne olduğuna hep kendi karar verir, arkasında bıraktığı onca şeyi hiç umursamaz o yüzden. Soner, her ne kadar entel entel ''vidi itmiktin hiç hişlinmiyirim'' dese de bu öpücük, Soner'in geri döneceğinin bir teminatı olmuştur.

Bu sezon finalinden sonra küçüğü 50 kuruş, büyüğü 1 lira olmak üzere her yerde renk renk deniz yıldızı satılmaya başlanmış; tatil beldesi esnafının yüzü gülmüştü.

Yazıyı yazarken dinlediğim şarkı da (yine Kral Pop kıvamındayım) tam bu sahneye göreymiş.

Aylin'den Soner'e bir Gökhan Türkmen parçası gelsin o zaman:

Bazen bir deniz yıldızı, bazen Balat Sahili, bazen Beykoz Kundura Fabrikası

Yani, sen İstanbul'sun.. ''