Artık
benim farkımda
Yasemin; 18 yaşında Fransız okulunu bitirmiş, güzel
sanatlara girmek isteyen bir genç kızdır. Hafif sarsak, dalgın ve çocuksudur.
Bu özelliklerin hepsine tezat olan Ahmet’e çocukluğundan beri aşıktır. Hem de
öyle aşıktır ki... Bu aşk O’na yıllardır görmediği Ahmet hakkında sayfalar
yazdırır. 1959 yazında Ahmet’in Fransa’dan kesin dönüşü, Yasemin’in umutlarını
filizlendirir. Düşlerindeki adamı kanlı canlı karşısında görebilecek olması
O’nu heyecanlandırır. Ahmet içinse Yasemin, silik bir komşu kızı hatırasından
ibarettir. Üstüne üstlük Ahmet, nişanlanmak üzeredir. Durum böyle olunca
Yasemin’in hayallerinde yaşadığı aşk, imkansız aşka dönüşür. Yasemin’in
Ahmetsiz geçirdiği yıllarda, O’nu
zihninde yaşatarak tuttuğu günlüğü, içindeki çizimlerle birlikte Ahmet’in eline
geçer. Ahmet, kendisine duyulan bu hayranlığa âşık olur. Sokaklarda gördüğü o
tatlı kızın O’na böyle tutkuyla aşık olması aklında kazınır. Durum böyleyken
Ahmet ve Yasemin günübirlik Büyükada’dan İstanbul’a gider. Hava muhalefeti
sebebiyle geceyi İstanbul’da geçirmek durumunda kalırlar. Havanın bozması
Onlar’ı, hayatlarının akışını değiştirecek romantik bir geceye sürükler.
Yasemin’in yıllardır hayalini kurduğu şey gerçekleşir. Ahmet, o gece Yasemin’in
farkına varır ve O’na aşık olur.