Hoş geldin, Muhteşem Yüzyıl Kösem!

Muhteşem buysa yüzyıl nerede?
Esra Mert

Bilenler bilir. Geçtiğimiz sezondan beri bu mecrada Diriliş Ertuğrul dizisini yorumluyorum. Muhteşem Yüzyıl Kösem’in ilk bölümünü merak ediyordum. Elbette bir karşılaştırma yapacak değilim. Neticede farklı dönemleri konu edinen yapımlar. Fakat dönem dizisi olması sebebiyle seyrederken gözüme takılan benzerlik yahut ayrılıkları buraya iliştirmeden geçemeyeceğim.

Öncelikle dizinin hayırlı olmasını dilerim.
Sonra..

Renklere, resimlere bayıldığımı da belirteyim. Kostümler “muhteşem birer sanat eseri” gibiydiler. Bu bir belgesel değil; buna kâniyiz. İşin içinde gerçeklikten çok kurgunun başrol oynadığını da biliyoruz. Ama bir dönem dizisi çekiyorsanız o döneme ait giyim şeklini esas almak önceliğiniz olmalıdır efendim. Hadi açalım. Bunu, ilk Muhteşem Yüzyıl zamanında da aylarca konuşmuştu Türkiye. Hatta o kadar çok konuşuldu ki, artık bu hususu dillendirene  “arabesk, varoş” gözüyle bakıyorlar. İfade biçimimizde mi sorun var, vur deyince öldürüyor muyuz bilmem. Ama doğru bildiğimi söylemezsem de taş olurum. Hülya Avşar’ın canlandırdığı Safiye Sultan karakterini daha fazla ne kadar dekolte giydirebiliriz diye düşündünüz ve daha fazlasını bulamadınız bence. Saray kadınları harem içinde ya da dairelerinde açık giyiniyorlardı diye biliyoruz. Fakat buralara erkek girmediğini de biliyoruz aynı ölçüde. Bir erkeğin yanına çıkarken peçe taktıkları, örtündükleri de yine hiç uzağa gitmeden en yakın tarih kitabını elinize aldığınızda ulaşabileceğiniz bir bilgi. Haydi peçeden geçtik diyelim. Ama gördük ki saray hatunlarının giyim kuşamı tasarlanırken iç-dış mekan, erkek-kadın yanı vb gibi unsurlar gözetilmemiş.

Ekin Koç’u çok ama çok başarılı buldum. Dilerim yolu açık olsun. Fakat 13 yaşındaki bir “çocuk” için fazlasıyla büyük göründüğünü belirtmek isterim. Üzerine bir de sünnet muhabbeti eklenince mesaj kutularımız birbirine “nasıl ya? bu koca adam mı sünnet oluyor?” diye soranlarla doldu. Bunu bir tek biz görmüş olamayız sanırım.

Gelelim ileride Beren Saat’in oynayacağı Kösem Sultan karakterine. Karakterimiz şimdilik Anastasia.. Ya da daha doğru bir deyimle Anastasia Mahpeyker.. Role hayat veren Yunanistanlı oyuncu Anastasia Thsilimpou. Büyüyünce Beren Saat’e değil de oyuncu Müge Boz’a dönüşecekmiş gibi görünüyor. Benzetmedim yani. Tek bir karede bile. Her açıdan bakıp bir ifadesini olsun benzetebilmeyi umdum fakat üzgünüm.. O hissi veren bir bakışını bile yakalayamadım.

Yarın buralar hep Muhteşem Yüzyıl olacak. Konuşulacak, sevilecek, yerilecek. Haftalarca belki de.. Eleştirdiğimiz için kızanlar olacak, oldu da. Hatta seyrettiğim için de kızanlar oldu. İşimizin bir parçası, merakımızı tatmin etmek durumundayız efendim. Dilersek beğenme, hoşumuza gitmezse de beğenmeme hakkına sahibiz. Beğenimizi ifade ettiğimiz kadar “Hayır efendim burası şık olmamış” deme hakkımız da bâkidir.

Son olarak halvet, harem vs sözcüklerine de daha ilk bölümde doyduk. Maazallah azıcık okuma noksanlığımız olsa diyeceğiz ki “bizim atalarımız da maşallah halvetten çıkmamış, kardeş kanına doymamış, yemiş içmiş yatmış..” Çünkü resmedilen bu.

Alıcısı muhakkak vardır. Onlara keyifli izlemeler dilerim. Bana müsaade.
Emek verenlerin eline sağlık.
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER