AHU SUNGUR : Başından beri "Efsun bizden değil" diyen tek karakter Hülya'dır
D.T: Hülya
nasıl biri sizce?
A.S: Hülya, çok sert mizaçlı, çok
atak, savaşçı ve sivri bir tip. Çok savaşçı hemde. En kızdığı anda bile mücadeleyi
hiç bırakmıyor. O yüzden o her şeyi yapabilir ve her şeyi söyleyebilir. Hayatta
da öyle değil midir? İnsanın ağzından her şey çıkabilir, hatta cinnet bile
geçirebilir. Yaşamadan bilemezsiniz.
D.T: Hırslı
olması onun güçlü mü yoksa zayıf yanı mı? Sanki onu zaman zaman zayıflatıyor.
Mesela hata yapmasına neden olup, çocuklarından uzaklaştırıyor.
A.S: Aslında Hülya hırslı ama
o ataklığı onun başına hep bela oluyor. Yoksa önsezileri çok kuvvetli. Mesela
başından beri “Efsun bizden değil” diyen tek karakter Hülya'dır. “Bunda bir şey var, bu
bizim kanımızdan değil, bizim ailemizden olamaz” diyor. Tehlikeyi çok önceden
seziyor, farkediyor ama anlatamıyor, ispat edemiyor. Çünkü karşısındaki (
karşı çatışmadaki) anti kahramanlar da çok güçlü. O yüzden orada korkunç bir
savaş var. Biri bir kötülük yapıyor, öbürü daha büyük bir kötülük yapıyor.
D.T: İspat
edemedikçe savaş daha da sertleşiyor.
A.S: Evet. Biliyor aslında. Seziyor,
farkediyor, çoğu şeyi görüyor ama anlatamıyor. O anlatamadığı noktada da iş çığrından çıkıyor.
D.T: Ben
mesela Hülya’nın tedavi görüp, biraz daha sakin ve stratejik hareket etmesi
gerektiğini düşünenlerdenim.
A.S: Evet belki biraz daha sakin
olabilse iyi olur ama o sakinliği de seyirci çok istemiyor. Konağın yaramaz kız
çocuğu Hülya.
D.T: Hülya’nın
hasta haline üzülüyorum. Çok yıpranmadı mı sizce?
A.S: Ben yıprandığını düşünmüyorum.
Neden biliyor musunuz? Çünkü Hülya defalarca yaşadı bunu. Bu safhalardan çok geçti.
Artık neredeyse bunu bir yaşam biçimi haline getirdi. Kadının sistemi bu. Siz onu bu
davranış biçiminin bir tık dışına ya da bir tık arkasına bırakırsanız yapamaz
yani. Hülya olamaz anlatabiliyor muyum? Kadın bu çünkü. Ama şöyle oluyor,
küllerinden yeniden doğuyor mutlaka. O en kötü halinde bir güç onu tutup
tekrar ayağa kaldırıyor. Ayrıca izleyici de onu hep güçlü görmek istiyor.
D.T: Bir
proje geldiğinde kabul etme kriteriniz nedir? Mesela karakteri sevmek midir
öncelik? Ne olur da bir projeyi kabul edersiniz?
A.S: Sadece kendi karakteriniz
önemli değildir. Aslolan senaryodur. Projenin genelidir. Siz projeye, senaryoya
hizmet edersiniz. Siz bütüne ne kadar hizmet ederseniz, o bütün de bir süre
sonra size hizmet etmeye başlar. Sadece kendinize hizmet ederseniz belli bir
noktada fire verirsiniz. Bütünden çıkarsanız.
D.T: Hülya
karakterini ilk okuduğunuzda ne düşündünüz?
A.S: Çok sevdim, aşık oldum. Yani
çok deli, çok renkli. Her an her şeyi yapabilen, entrikaların içinde bir
karakter. Oynaması acayip keyifli ama zor, gerçekten zor. İlk sezondan şu ana
kadar sürekli çok yüksek performans göstermem gereken sahneler çekiyoruz. Çok
yorucu ama bir o kadar da keyifli.
D.T: Hülya’ya
karşı ne hissediyorsunuz?
A.S: Yoruyor beni Hülya. “Biraz
sakin olsan” diyorum. Eğlenceli buluyorum,
çoğu zaman eğlenceli buluyorum. Yaramaz bir kız çocuğu gibi ama bazen de çok
kızıyorum.
D.T: Bir
anne olarak Hülya’ya bakışınız nasıl?
A.S: Hülya yaptığı her şeyi
çok inanarak yapıyor biliyor musunuz? Her şeyi ailesi için yaptığına olan
inancı onu ayakta tutuyor ve kurtarıyor. Hülya’yı tek kurtaran tarafı herşeyi
ailesi için yaptığına olan inancı. Bütün kavgalarında da söylüyor bunu.
Hakikaten de bir ucundan bir dengeli tutsa bir başka olacak ama onun problemi
çok atak olması. Çok hastalıklı davranıyor.
D.T: Çocuklarına
çok üzülüyorum. Bari o cephe iyi gitse diye düşündüğüm sırada Müge’yi yanlışlıkla
öldürmeye teşebbüs ettiği olay yaşandı.
A.S: Evet, korkunçtu gerçekten.
Belki bu son sinir krizi bütün olanları tedavi eder. Belki çocuklarının ona geri dönüşünü sağlar. Oğlan
çok yakın anneye zaten ve çok hayran.
Genelde erkek çocuklar hep öyle olur.
D.T: Yoğun temponuz nedeniyle
kaçırdığınız, ıskaladığınız şeyler oluyor mu hayata?
A.S: Benim projelere başlarken
ilk üstünü çizdirdiğim tarih oğlumun doğum günüdür. Asla ve asla çalışmam. Oğlumla
ilgili hiçbir şeyi kaçırmıyorum. O benim için çok kıymetli. Bu yüzden de hiçbir şeyini kaçırmak istemiyorum. 3 yaşına kadar hiç bir şey yapmadım. Hiç
kimseye baktırmadım. Bir şekilde şansımız da yaver gitti ve eşimle paslaşarak
baktık. O yüzden rahatım. Çok sıkıştığımda da annem ve çok yakın arkadaşlarımdan
destek aldım.
D.T: Tatil
planınız var mı?
A.S: Tatilde Bodrum’da olacağım.
D.T: Zaman
ayırdığınız için çok teşekkür ederim.
A.S: Ben teşekkür ederim.