O Hayat Benim : Ait olmadığımız bir hayata sahip olmanın savaşı bitmez

OYA BAŞAR (Sultan) : Sultan rolünü farklı bir rol olduğu için kabul ettim.

D.T: Daha önce O Hayat Benim'i izliyor muydunuz?
O.B: Hayır. Oynayacağım kesinleşince izledim.

D.T:
Bütün bölümleri izlemediniz sanırım.
O.B: Hayır baştan izlemedim. Bir kaç bölüm izledim.

D.T: Çok güzel bir giriş yaptınız. Ben Sultan karakterini beğendim. 
O.B: Çok teşekkür ederim. Ben de çok beğendim. Sultan rolünü farklı bir rol olduğu için kabul ettim zaten ve sevdiğim için de daha güzel oldu.Beğenmeseydim kabul etmezdim.

D.T: Bir oyuncunun ayrıldığı, bir ölümün yaşandığı bölüme yeni ve farklı bir karakter olarak girdiniz. Açıkçası ben Nuran karakterinin yerine gelmişsiniz gibi hissetmedim.

O.B: Evet. Sultan kendi olarak geldi ve ağırlığını koydu.

D.T: Çok riskli bir iş.
O.B: Çoook.

D.T: İzleyici için çok ters köşe bir rol oldu Sultan.
O.B: Tabi.

D.T: Oyuncu olarak böyle farklı bir rolü oynamak sizin için nasıl bir duygu?
O.B: Onun için teklifi kabul ettim zaten. Farklı bir şey olsun dedim.


D.T: Sultan hakkında neler söylemek istersiniz? Sürprizli bir karakter değil mi?
O.B: Çok. Şimdi çevrenizdeki insanları gözlemliyorsunuz, sonra onu beyninizin bir yerine alıyorsunuz. Daha sonra oynayacağınız kişide onu dağarcığınızdan çıkartıyorsunuz ve başlıyorsunuz oynamaya. Gözlemlediğimiz insanlar arasında Sultan gibi karakterler çok fazla aslında. Sultan enteresan bir karakter. Ne yaptığı belli olmayan, kestirilemeyen bir kadın. Ama inasanoğlu bu. Geçen gün yine bir röportajımda da söyledim, hepimiz negatifliklerle doluyuz, yüklüyüz. Negatifliklerimizi rafine ettiğimiz sürece insanız. Bunu yapabilenler var, biraz yapabilenler var. Zaten bu yüzden iyiler ve kötüler var. Yoksa insanoğlunun hepsi aynı. Negatifliklerini rafine edersen doğru tarafta olmayı kabul etmiş olursun. Sultan dominant ve etkileyici bir karakter. Yaşadığı hayat onu bu hale getirmiş. Yaşadıkları şeylerden dolayı hayata karşı bileylenmiş. Aynı zamanda ruhsal bozukluğu olduğu için de tehlikeli. Arızalı, hasarlı biraz.

D.T: Hayata karşı çok da kızgın aynı zamanda.
O.B: Tabi. Hayata kızgın, yaşadıklarına kızgın. İşte sevdiği insanlar da öyle olmasın diye onları korumaya çalışıyor. Yani “Ben bunları çektim, onlar da çekmesin” diyor. Kadınlar, özellikle anneler bu konuda çok korumacıdır. Mesela katil olur musun diye düşünsenize bir an. Olmazsın ama belki de olabilirsin. Ne bileyim çocuğun için olabilirsin belki. Yani hiç belli olmaz. Katil olmazsın da onun yaptığı bir şeyi üstlenirsin. İstemeyerek olabilir ama olur yani. Olabilir, çünkü insanız. Her an her şey olur.

D.T: Allah yaşatmasın tabi.
O.B: Evet ama böyle kilit şeyler, özellikle sevdiklerini korumak amacıyla veya çocuğunu korumak amacıyla yaşanabilir. Onun için insanların iyiliği, kötülüğü tartışılamaz. Yeri geldiğinde iyi, yeri geldiğinde kötü olabilirsin. Dediğim gibi, negatiflikleri rafine etmemiz lazım. Onu rafine ettiğin sürece insansın. Oysa hepimiz aynıyız.

D.T: Hülya’nın saçını çektiğiniz bir sahne vardı. Öyle gerçekiydi ki, ben habersiz, doğaçlama çekildiğini düşündüm açıkçası.
O.B: O sahneyi sekiz kere falan çektik. Mesela dün de Ahu’nun bana tokat attığı bir sahne vardı (57.Bölüm) Canım nasıl da üzüldü. Dedim “Boşver, olur”. Ama ben hiç hayatımda tokat yememiştim. Meğer ne korkunç şeymiş hakikaten. Hayır epey de acıyor. Bir de insanlar birbirini dövüyor düşünsenize. Fakat ben de ona o imkanı çok verdim. Böyle burnunun dibine girdim, tahrik ettim.

D.T: Zaman ayırdığınız  için çok teşekkür ederim.
O.B: Ben teşekkür ederim.

(Sahne sırası geldiği için yanımızdan erken ayrılıyor Oya Başar)

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER