Konağın içinde gece sahnesi çekilecek. 57. bölümde,
gece yarısı Hülya’nın annesinin sesini duyarak uyandığı, daha sonra konak
ahalisinin Hülya’yı sakinleştirmeye çalıştığı sahne. Bu yüzden konağın ışık
alan yerleri kalın siyah perdelerle kapatılıyor. Pek kolay iş değil. Hazırlıklar oldukça uzun
sürüyor.
Makyaj odasına geldiğimde, gece sahnesi çekileceği için herkesin gecelik
ve pijama giymiş olduğunu görüyorum. Çok tatlı görünüyorlar. Ekranda izleyecek
olmamıza rağmen nedense gecelikli hallerini fotoğraflamaya çekiniyorum. Ben de
böyle biriyim işte. Nesime Alış (Adile Hanım) ile sohbet ediyoruz. Güler yüzlü
ve çok hoş sohbet biri. Benim Adım Feriha’da
oynadığı rolden söz ediyor, gözleriyle oynayan bir oyuncu olduğundan, bu
hikayede daha kolay ve onu zorlamayan bir rolü olduğundan.
Ozan Güler’de belki
yazın bir sinema projesi olabileceğinden söz ediyor. Sakin, yakışıklı ve kibar
bir adam. Sahne hazırlığı sürerken Mehtap Köroğlu’nu aramaya çıkıyorum.
Efsun’un odasında görüntü yönetmeni Efe Kubilay ile senaryo okuyorlar. Efsun’un
yatağına oturup laflıyoruz. Yok laflamak değil, enikonu her şeyden
konuşuyoruz. Onunla sohbet etmeyi sevdiğimi farkediyorum.
Saat 19:30 gibi, “Eh
bana müsaade demek” geliyor aklıma nihayet. Set ziyaretinin kısası diye bir şey
yok onu söyleyeyim. Zamanın nasıl geçtiğini anlamıyor insan. Vedalaşıp
ayrılıyorum. Konağın kapısından çıkarken aklıma daha saatlerce orada
çalışacakları takılıyor. Çekilen sahnelerin son halini izlemek için pazar
akşamına kaç gün var onu hesaplıyorum. Ben bu aileyi seviyorum...
Yazı bitmedi, sakın bir yere gitmeyin. Sıra
Oya Başar, Ahu Sungur ve Didem İnselel röportajlarında. Buyrun...