Rachelle Lefevre: Karakterler derinleştikçe gerçekliğin sınırlarını zorluyoruz...

Rachelle Lefevre: Karakterler derinleştikçe gerçekliğin sınırlarını zorluyoruz...


Dünya için lüzümsuz bizim için ise önemli adımlar diye tanımladığımız Under The Dome oyuncularıyla röportaj serimiz sona yaklaşıyor. Colin Ford, Eddie Cahill ve Dean Norris röportajlarından sonra sıra Rachelle LeFevre'e geldi.

Bildiğiniz üzere yabancı dizilere ait içeriklerini, röportajları, toplantıları stüdyolar öncelikli olarak kendi mecralarına servis ettiklerinde ulaşabiliyoruz. Kıyı köşe arayıp, çevirip, kaynak göstererek sizlere bu haberleri, röportajları ve gelişmeleri duyurmaya çalışıyoruz. Ancak evvelce de size duyurduğumuz The Affair oyuncusu Joshua Jackson röportajında da olduğu gibi CBS ve FOX International Under The Dome yıldızları ile yapılmış röportajları bu kez bize de servis etti. Böylece biz de severek izlediğimiz dizi yıldızlarıyla yapılmış bu röportajları ilk kez 'kaynak" göstermeden yayınlama keyfine eriştik. Yurt dışındaki yayıncı kuruluşların ya da stüdyoların düzenlediği toplantılarına kendi yazarlarımızı göndereceğimiz, yabancı dizi yıldızlarına Türk seyircisinin görüşlerini ve sorularını ileteceğimiz günler de yakındadır diye umuyoruz...

Şimdi sizi CBS yapımı, 3. sezonu halen Cuma akşamları Fx'te yayınlanan Under The Dome dizisinde Julia Shumway rolünde izlediğimiz Rachelle Lefevre ile sezon başında yapılan röportajla başbaşa bırakıyoruz. Buyrunuz!



Julia'nın 3.sezondaki gelişimini nasıl anlatırsınız?
Yeni sezona başlarken, Julia kendine ait bazı parçaları geride bırakmak zorunda kaldı. Yetişkin biri olabilmek için belirli yollar vardır. Julia da bu sezonda şimdiye kadar olduğuna inandığı kişiyi geride bıraktı. Bu süreçte, doğruluğu sorgulanabilecek bazı seçimlerde bulunuyor. Chester’s Mill sakinleri bu kararlarına tepki gösterdiğinde de özür dilemek zorunda kalabilir.

Bu konuda biraz daha konuşalım mı?
Bu sezon, karşımızda Julia'nın yeni bir versiyonu olduğunu söyleyebiliriz. Ondaki bu farklılık, eski Julia’nın içinde bulunduğu koşullar için artık uygun olmamasından kaynaklanıyor. Bence, Julia'nın durup kendine çizdiği sınırları sorguladığı bir an var. Kendince kafasında bazı şeyleri siyah, bazılarını beyaz olarak sınıflandırmıştı. Ancak tüm bunları baz alarak devam ederse hayatta kalamayacağını anladı. Bu noktada yaşamına devam etmek için bir seçim yapması gerekiyordu. Kasabanın diğer sakinleri de aynı sebeple karakterlerinden ödün vermek zorunda kaldı. Bu yüzden farklı bir Julia görüyoruz.

Under the Dome’un bu sezon gerçek anlamda bilim kurguya yönelmesi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Hem bilim kurgunun hem de Stephen King eserlerinin hayranı olarak, dizinin olduğundan daha da karanlık bir yola girmesini bekliyordum. Bence bu isteğime bu sezonla kavuştum. Under the Dome için her sezon biraz daha karanlığa gömülmenin önemli olduğuna inanıyorum. Biz de tam olarak bunu yapıyoruz. Ayrıca bu yeni yönelimin, ilk iki sezonda görme fırsatı bulamadığımız farklı hikayelere kapı açacağına inanıyorum. Under the Dome, insanların hakkında konuştuğu bir dizi ve insanlar diziyi izleyip izlememe konusunda bir karara varmaya çalışıyor. Biri bana bunu 2. sezonda sorsa, ona önce ilk sezonu izlemesi gerektiğini söylerdim. 3. sezonda durum farklı; aynı karakterler ve devamlılık hala söz konusu. Ancak bir yandan, Under the Dome ilk iki sezona nazaran daha farklı bir konumda.

Bu sezon Big Jim karakteriyle önceki sezonlara kıyasla daha fazla sahneniz vardı. Bu durumdan memnun musunuz?
Bir oyuncu olarak elbette Dean Norris ile birlikte çalışmak istiyorum çünkü o gerçekten şahane bir oyuncu. Dean ile sahne paylaşmayı seviyorum. Ancak Julia onunla aynı odada bile olmak istemiyor. Bu kadar farklı duyguları tek bir bedende hissediyor olmak oldukça eğlenceli.

Christine Price karakterini canlandıran, sezonun konuk oyuncularından Marg Helgenberger ile çalışmak nasıl bir duygu?
Onunla birlikte çalışmak şahane. Marg eğlenceli, anlaşması kolay ve işinde uzman bir oyuncu. Onunla çalışmayı çok seviyorum. Harika biri olduğundan onunla arkadaş olmaya çabalıyorum. Ekranda da nefret etmeye bayıldığım bir karakteri var. Birlikte çekmekten keyif aldığım bazı sahneler sadece Marg’a konsantre olduğum anlardan ibaret.

Sizce Under the Dome izleyicilerle bağ kurmayı nasıl başarıyor?
Bunun insanların umursamaya değer bulduğu karakterler yaratmamızdan kaynaklandığına inanmak istiyorum. Eğer bunu başaramasaydık, onların neler yaşayacağı önemli olmazdı. Kubbe'den kurtulmamız ya da orada kalmamızdan çok, karakterlere verilen değer, onlarla empati kurmaları ve bu insanlara neler olduğuyla ilgilenmeleri önemli. Başına neler geleceği merak edilmeyen bir karakteri tehlikeli bir noktaya yerleştirmenin hiçbir değeri yok. Bu sebeplerden ötürü, izleyicilerle kurduğumuz bağın, yaratılan gerçek ilişkilerle ve karakterlerin giderek derinleşmesiyle ilgili olduğuna inanıyorum. Bu sayede gerçekliğin sınırlarını zorluyoruz.

Under the Dome hayranları canlandırdığınız karaktere nasıl tepkiler gösteriyor?
Şahane tepkiler alıyorum. İzleyicilerin sokakta yanıma gelip “Onu öldüreceksin, değil mi?” ya da “İkiniz birlikte mi gideceksiniz?” gibi ilgiyle soru sormaları çok hoşuma gidiyor. Onların bu tepkileri benim "Tamam, şimdi gidip 3. sezonu çekeceğiz ve onu öldüreceğim! Bu işin hakkını vereceğiz." şeklinde düşünmemi sağlıyor.

Sizce izleyiciler bu sezonu neden izlemeli?
Bence yeni bölümleri izlemeleri için bir sürü sağlam neden var. Bunlardan birisi, ilk iki sezonun izleyicileri bundan sonra yaşanacaklara hazırlamış olması. Kubbe'nin neden ortaya çıktığı ve nereden geldiği artık merak uyandıran bir konu olmaktan çıkıyor. 3.sezonda bu konuyu işliyoruz ve artık cevaplar da ortaya çıkmaya başlıyor. Bunca zamandır bizimle birlikte olanlar, yeni bölümleri izleyip merak ettikleri sorulara cevap bulabilir. Dizinin adını duyan ve neler olduğu merak edenler de hikayeye bir noktadan dahil olabilirler. Bu, herkes için taze bir başlangıç yapma fırsatı.


Çeviri: Billur Dalak



BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER