Dünya için lüzümsuz bizim için ise önemli bir adım bu gün
Colin Ford röportajı ile başladığımız
Under The Dome oyuncularının röportajlarını sizlere ulaştırmak. Bildiğiniz üzere yabancı dizilere ait içeriklerini, röportajları, toplantıları stüdyolar öncelikli olarak kendi mecralarına servis ettiklerinde ulaşabiliyoruz. Kıyı köşe arayıp, çevirip, kaynak göstererek sizlere bu haberleri, röportajları ve gelişmeleri duyurmaya çalışıyoruz.
Ancak evvelce de size duyurduğumuz
The Affair oyuncusu
Joshua Jackson röportajında da olduğu gibi
CBS ve
FOX International Under The Dome yıldızları ile yapılmış röportajları bize de servis etti. Böylece biz de severek izlediğimiz dizi yıldızlarıyla yapılmış bu röportajları ilk kez 'kaynak" göstermeden yayınlama keyfine eriştik. Yurt dışındaki yayıncı kuruluşların ya da stüdyoların düzenlediği toplantılarına kendi yazarlarımızı göndereceğimiz, yabancı dizi yıldızlarına Türk seyircisinin görüşlerini ve sorularını ileteceğimiz günler de yakındadır diye umuyoruz...
Şimdi sizi CBS yapımı, 3. sezonu halen Cuma akşamları
Fx'te yayınlanan Under The Dome dizisinde 39 bölümdür
Joe McAlister rolünde izlediğimiz Colin Ford ile sezon başında yapılan röportajla başbaşa bırakıyoruz.
Buyrunuz!

İkinci sezon finali izleyicileri yeni sezondaki gelişmelere nasıl hazırladı?
Bence
geçen sezon hikayeye esrarengiz bir noktada bırakarak ara verdik. Barbie de
dahil, Chester's Mill’deki diğer herkes kapana kısılmıştı. Hikayeyi,
onlara daha sonra ne olacağını bilmediğimiz bir noktada bırakmıştık.
Yeni sezon da izleyiciyi o heyecanlı noktada tutarak başladı.
Under The Dome seyircisi olarak Joe'dan neler beklemeliyiz?
Joe
kubbenin altında ço hızlı bir şekilde büyümek zorunda kaldı.. Özellikle
de ailesinden uzak kalıp kardeşini kaybettikten sonra... Ondaki bu
gelişimi 3. sezonda da izlemeye devam ediyoruz. Joe, kubbenin ortadan
kalkması ya da en azından kubbenin altında sürdürmek zorunda kaldıkları hayatın bu koşullar altında daha yaşanabilir olması konusunda Chester’s Mill için neler yapabileceğini anlamaya başlıyor.
Dublör gerektiren aksiyon sahnelerinden ne kadarını kendin yapabildin?
Aslında
bu sezonda dublör kullanmadığım bazı sahneler oldu. Aksiyon sahnelerini
çekmekten büyük keyif alıyorum. Yaklaşan bir yumruktan son anda
sıyrılmak ve buna benzer sahneler çekmek çok eğlenceli. Mesela şimdiye kadar sadece bir
yumruk attım ve bu sahneyi çekmek
oldukça eğlenceliydi. Elimde bir koli bandı vardı ve Joe yumruğunu sıkıp
bunu muşta gibi kullanmaya karar verdi. Pek sıradan bir yumruk değildi;
fakat çekmesi oldukça eğlenceli bir sahneydi. Bu tip sahneler oldukça
heyecan verici ve eğlenceli olabiliyor. Kimsenin zarar görmemesi için de bu tip sahneler çekilirken oldukça çok zaman ayrılıyor.
Under the Dome'daki rolün seni bir aktör olarak nasıl değiştirdi?
18 yaşındayım ve annem benimle birlikte değil. Artık ben de Joe gibi tek başımayım. Bu sezon Colin
olarak gerçekten büyüdüğüm bir dönem oldu diyebilirim. Sete yalnız
geliyorum ve işim bitince de tek başıma dönüyorum. Daha fazla çalışmak,
setten sonra kendime yemek hazırlamak, çamaşırları yıkamak ya da evi
temizlemek gibi gündelik ve yorucu işler konusunda tek başımayım. Bu
yüzden, daha da büyüdüğümü, bir yetişkine dönüştüğümü ve aktör olarak da
değiştiğimi düşünüyorum. Kendi başıma bir şeyler yapıp hayatta
kalabileceğimi bilmenin Joe'yu canlandırmama katkısı olduğunu düşünüyorum.
Sence Under the Dome izleyicilerle güçlü bir bağ kurmayı nasıl başarıyor?
Biz
izleyicilere ufak ipuçları ve detaylar verme konusunda oldukça
başarılıyız. İnsanlar ekran başında olduklarında keyifli zaman geçirmek istiyorlar. Her bölüm neredeyse bir saat uzunluğunda olmasına rağmen,
izleyiciye hızlı bir şekilde hikaye hakkında yeni fikirler sunabiliyoruz. Bu yüzden
de diziyi sürekli olarak takip etmek gerekiyor. Under The Dome işlerinizi
hallederken bir yandan da göz ucuyla izleyebileceğiniz bir dizi değil.
İzleyicinin tüm dikkatinin ekranda olması gerekiyor ve bence onların
ilgisini canlı tutan da bu.
Çeviri: Billur Dalak