Bağdat Seferi sayesinde dizide görmeyi hiç beklemeyeceğimiz bir tarihi kişiliği de gördük. Acemler’in saldırılarından sıtkı sıyrılan Babür İmparatoru Muhammed Hürrem Şah ya da en iyi bilinen ismiyle Şah Cihan, 4. Murad’a destek vermek için padişahın otağına geldi. 

Şah Cihan ismi de yeteri kadar açıklayıcı değilse, çok sevdiği ancak doğum esnasında kaybettiği büyük aşkı Mümtaz Mahal için Hindistan’daki Agra şehrinde Yamura Nehri’nin kıyısına ünlü mabet Tac Mahal’i yaptıran imparator dersek sanırım bütün izleyiciler kendisini hatırlayacaktır. Şah Cihan’ın seferdeki rolünün ne olacağını ve gerçekten yardım mı yoksa hinlik peşinde mi koştuğunu gelecek hafta göreceğiz.
 
4. Murad seferdeyken payitahtta ise Sinan Paşa’nın sırrı sonunda ortaya çıktı ve Cizvit Tarikatı’nın Topkapı Sarayı’ndaki elebaşı ve Gülbahar Sultan’ın destekçisi olduğu nihayet öğrenildi. Sinan Paşa rolündeki Engin Benli, son derece karakteristik yüz hatları ve hem son derece sinsi hem de son derece uysal olabilen performansıyla Muhteşem Yüzyıl serisinden geçen en özgün ve güzel karakterlerden biri oldu.
 
Her ne kadar Rahip Cornelius’u öldürmesinden sonra tarikatın başı olarak Ayasofya’nın yer altı mahzenlerinde koltuğa oturduğu devir teslimi ayininde hazır bulunan diğer onca tarikat mensubunun bunca bölümdür nerelere kaybolduğu ve kim oldukları hiçbir zaman açıklığa kavuşamayacak bir sır olarak kalmış gibi görünse de Engin Benli’yi Cizvit Tarikatı’nın her işi tek başına halleden süper kahramanı olarak izlemek çok keyifliydi. 

Belki de bu bölümde görünüp kaybolan ve Cizvit Tarikatı hakkında pek de ödün vermek istemeyen Venedik Balyosu aracılığıyla, 4. Murad her ne kadar çoğunu dağıtıp payitahttan göndermiş olsa da bu oluşumun asla tamamen yok olmayacağını ve varlığını bir şekilde sürdürmeye devam edeceğini düşünmek seyirciler adına daha doğru olacaktır.
 
Son olarak ufak bir ayrıntıyla bitirmek istiyorum. Haftalardır artık bir Osmanlı kadını olarak seyretmemize rağmen hâlâ “Madam” olarak çağrıldığını duyduğumuz Farya’nın dadısı Marguerite, nihayet Müslüman olarak Melek Kalfa adını aldı. Karakterin yeni adını duyunca benim kafamda ise şimşekler çaktı.
 
Bildiğiniz üzere, sezonun başlarında bir süre haremdeki vazifelerinden izne ayrılması bahanesiyle diziden çıkartılan Kösem Sultan’ın sadık yardımcısı Meleki Hatun’un adını ve nerede ne yapmakta olduğunu o günden beri bir kere bile duymadık. Dizide sanki böyle bir karakter hiç varolmamış ve aradan geçen yıllara rağmen Kösem Sultan da kendisini hiç merak edip sormamış gibi bir durum var. Üstelik Meleki Hatun, Kösem Sultan’ın öldürülmesi olayında da büyük parmağı olan bir şahsiyet.
 
Dizinin 60. bölümde final yapacağı haberleri çıkmamış olsaydı böyle hüsnü kuruntulara hiç kapılmazdım ama 4. Murad’ın ölümü sonrasında geriye kalan 11 yıllık zaman zarfında yer alan onca karakter ve yaşanan onca olayın 4-5 bölüm içinde nasıl toparlanıp da dizinin hakkıyla sona erebileceğine dair aklıma hiçbir olur senaryo gelmediği için nedense Madam Marguerite’ın yeni ismiyle birlikte seyirciye çoktan unutturulmuş olan Meleki Hatun’un rolünü devralabileceği ve efendisi Farya’nın intikamını alabilmek için Kösem Sultan’ın ölümüne giden yolu hazırlayabileceği ihtimali geldi aklıma. Eğer 4. Murad sonrasındaki olaylar ve karakterler erken final nedeniyle hızlandırılıp değiştirilecekse böyle bir kurgu hazırlanmış olabilir.
 
1. sezonda gerçek Mahfiruz Sultan’ın diziden çıkartılıp yerine Mahfiruze Sultan şeklindeki kurgu versiyonunun getirilmiş olduğunu düşününce, gerçek Meleki Hatun’un da Melek Kalfa adındaki başka bir karakterle değiştirilip, tarihteki kilit rolünün bu karaktere verilmesi açıkçası beni hiç şaşırtmaz. Madam’ı normalde son derece uysal ve etliye sütlüye karışmayan bir hizmetkar şeklinde canlandıran Burcu Gül Kazbek’in, karakterin Baş Haznedar mührünü alınca gayet soğuk ve imalı şekilde bakıp konuşması da işkillendirdi beni biraz. 

Sanki uzun süredir beklediği fırsatı nihayet elde eden biri gibiydi. Zindanda kapalı olduğu sahnelerde Kösem Sultan’ın at kuyruğu şeklinde toplanmış olan saçlarıyla oynamasının gösterilmesi de ona keza. İnşallah ben fazla uçuyorumdur da tarihteki Meleki Hatun – Kösem Sultan olayı olduğu gibi gösterilir dizide. Bakalım, göreceğiz…

Haftaya Bağdat Seferi’nde ve 4. Murad’ın adım adım ölüme yürüyüşünde tekrar görüşmek dileğiyle…

 

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER