Farya demişken, 4. Murad ve Prenses Farya aşkının
Süleyman ve Hürrem aşkının neredeyse karbon kopyası şeklinde ilerlemeye devam
ettiği dikkatli gözlerden kaçmıyordur sanıyorum ki. Aynı yollardan geçmeler,
aynı replikler, aynı sahneler…
Bu bölümde hamile olduğunu öğrendikten sonra
önündeki yemeklere canavar gibi saldıran, kendisine gülerek bakan Murad’a “çok acıkmışım, ne yapayım” diyen Farya’yı görüp de aklına neredeyse aynı
replikleri aynı pozisyonda sarfeden Hürrem Sultan’ı getirmeyen kimse Muhteşem
Yüzyıl sever olduğunu söylemesin. Murad’ın Farya’ya hediye ettiği hançeri görüp
de Rus cariyelerle halvet oluyor diye kendisine hediye edilen hançerle Süleyman’ın
odasını basan Hürrem’i hatırlamayanlar da…
Neyse ki kendileri de ne yaptıklarının bilincindeler ki Murad'a biraz da o olaya gönderme yaptırarak "huy edindiğin üzere bu hançeri de bana çekmezsin inşallah" dedirterek seyirciye göz kırptılar. Yine de Farya'nın dediği gibi "orası hiç belli olmaz"... Bu ikiliden karşımıza çıkacak yeni Süleyman - Hürrem aşırmalarına hazırlıklı olun derim ben.
Yani hangisi daha can sıkıcı bilemedim. Seyircinin çok
büyük oranda sevmediği ve dizinin 2. sezonunu maalesef ki başlı başına aşağı
çeken Farya karakterinin Sultan Murad’la dünyanın en büyük aşkını yaşamakta
olduğu iddiasında ısrar edip durmak mı yoksa bu aşkı Muhteşem Yüzyıl tarihinden
geçmiş olan en efsanevi aşkın kahramanlarının sahneleri ve replikleriyle birebir
donatıp o aşkla bir tutma gafletine düşmek mi? Görmeseydik duymasaydık keşke
ama çekilecek çilemiz varmış bu sezon, ne diyelim.
Bir Muhteşem Yüzyıl klasiği olan “hiçbir çatışma ve
askeri detay göstermeden paşaların ve beylerin olan biten hakkında padişaha kuru
kuru malumat vermesi ve zafer kazanılmış olarak payitahta geri dönülmesi”
şeklindeki “sefer” sahnelerine de bir yenisi eklendi. İlyas Paşa ve Balıkesir’den
başlattığı isyanda ne çarpışmalar, ne dövüşmeler olmuş da ruhumuz duymamış. 4.
Murad’ın sahneye teşrif etmesiyle birlikte önümüzdeki hafta bu konuda artık
somut bir şeyler izleyebiliriz inşallah diye umuyorum. Bir haftalık yılbaşı
arası verilmiş olmasının şöyle ikna edici çatışmaların az da olsa çekilebildiği
olumlu bir getirisi de olmuş olur hem böylece.
Haftaya görüşmek dileğiyle…