Belki bazen kendini ev kedisi olarak bulursun ve halinden memnunsundur?
Defne’ye geldi sıra. Hani şu ne yaptığına ne kendisinin ne de bir başkasının anlam veremediği, azıcık şuursuz kalan, ev kedisi Defne’ye.. Yine kendi kafasının karışık olmadığı yetmiyormuş gibi sorduğu soruyla hepimizi düşünmeye sevk etti. Bilmiyorum Defne. “Aşık olduğunda nasıl olursun?  Böyle salak salak ne yapacağını bilemez misin, asimile olmaya, yönlendirilmeye son derece müsait olup kendin olmaktan çıkar mısın? Yoksa tam da olman gerektiği kişi mi olursun?” işte bunlar gerçekten cevabını bilmediğim sorular. Fakat biraz bildiklerimle seni, sana  biraz daha anlatmak istiyorum..

Senin Ömer’in yanında asimile olduğun, yönlendirildiğin yok. Ya kendini kaybettiğini düşünürken ya İso’nun da dediği gibi gerçekten kendini buluyorsan? “Kendini bulmak” ve “kendini kaybetmek”…  Birbirine bu kadar aykırı iki eylemi harman etmek elbette aşktan başkasının harcı değil. Kendini bulmak, tam da olduğun ya da olmak istediğin kişi olabilmek için, önce kendini kaybetmen lazım. Ne mutlu ki Ömer senin, sen Ömer’in yanında iken bu şansa erişebiliyorsunuz.  Herkesin yaşadıklarına, karakterine göre değişken olan şu cevaplara baksana.. Mesela İplikçi'lerden Ömer Bey aşık olduğunda -şu an öyle olduğu iddia ediliyor- ehlileşiyor, daha üretken, daha sakin ve en önemlisi daha iyi bir insan oluyormuş. Yani aradığı kendini bir nevi Defne’sinin yanında buluyor diyebiliriz.  Tıpkı senin yaşadıklarından daha fazla etkilenmemek için kullandığın zırhını Ömer’in yanında indirip kendini bulman gibi.

Dürüst olsana Defne.. Sen ailenin yanında bile kendin olamıyorsun. Ömer’in acısını onların yanında yaşayabildin mi? Ya da Ömer geri geldiğinde içinde kopan fırtınalardan bahsedebildin mi? O nedenle asimile olduğunu sakın düşünme. Ola ki hasbel kadar aklına bu fikir mi geldi, başını hemen yanına çevir, Ömer’e bak. Dışarıya karşı her daim sert ve sınırlı olan Ömer’in senin yanındaki haline bak. Annesi ilgilensin diye yemeğini yemeyen çocuğa dönen Ömer’e tekrar tekrarbak.  Sırf sen yanında kal diye “Dur, gitme söylerim yemek” diyen Ömer’e bak ve yalnız olmadığını anla. Ve sonra da bana fikrimi sormadı diye sakın üzülme, kendini kötü hissetme. Çünkü senin “Duş al, sakin ol, ben kahveni söylerim” deyip nasıl sakinleştireceğini bilmen gibi Ömer’de senin o an tencere yemeği istediğini bilebilir. İnsanoğlu bu duruma bir açıklama getirmiş: Aşk.



Yazı devam ediyor..

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER