Aşk her şeyi yener, Neriman'ı yener mi konusunda da, Neriman'ın hangi tarafta durduğu çok önemli. Neriman, belki de ilk kez çok doğru bir hamle yaptı, hem de uzaktan. Kırmadan, dökmeden, meyvesini de aldı. Hissederek... İso ve Türkan Teyze'm gibi... 

İso ve Nihan aynı derece de çok seviyorlardır belki Defne'yi ama ayrıldıkları bir nokta var, "Hissiyat". Nihan; tüm minnoşluğuyla günü kurtarmaya çalışırken, İso hep uzun vadeyi düşünüp, hisleriyle hareket eden bir adam oldu. O yüzden o hissetti bu barışma anını. Neriman'ınsa artık, aşktan yana tarafa geçtiğini ve bir daha taraf değiştirmeyeceğini umarak, devam ediyorum yoluma... 

Sude'yi neden bu kadar çok sevdiğimi bilmesem de, iyiliğe yakın durduğu her yeni günde, yüzümde bir gülümsemeyle karşılıyorum onu. Medite olmuş gelmişçesine, gerçek aşkın her şeyin önünde durduğunun farkında, umarım Sinan'la arasındaki şeyin de gerçek aşk olmadığının farkına varmıştır. 

Hulusi'nin anlamsız İso sevdası, Sude'yle mi olacaklar acaba sorularına gebe bıraksa da beni, bu sahneler de her türlü kabülümdür. İlk zamanlar, bize fazla 'gururlu' diye yansıtılan Hulusi Bey'in, İso'ya karşı "Kusurum olduysa affola." noktasına gelmesini de.

Vefa diyince akla gelen ilk isim; Koray Sargın! Defne'yi anma törenine bayıldım, gülmekten öldüm. Ömer'e olan kızgınlığımı sakinleştiren, gözyaşlarımın arasına kahkaha olan tek şeydi kendileri. İyi ki de varlar! Yasemin & Sinan barışmasına ne de güzel vesile oldu. Her ne kadar Sinan hakkındaki düşüncelerim değişmese de, Yasemin'in kıymetini anlaması veya gurur yapmaması konusunda kendisine bir artı koyuyorum. Ya da yarım artı koyayım, yüzüğü koyduğu yeri ilk seferde bulamadı neticede. ^^



Defne, İz'in kendisine hediye ettiği çizim levhasını da bırakarak sanırım bir daha Passionis'e dönmeyeceği konusunda, keskin ayrıldı. Ki zaten dönmesin, şirketin tapusunu üzerine yapsalar da dönmesin. Aşkta gurur olmaz evet ama işde olsun. Sinan ve Koray'ın, Ömer'in tüm aşk acını şirket çalışanlarına dökebilmeleri de ayrı fiyasko, azcık özel hayata saygı, lütfen.

Serdar'ın daha aktif bir role bürünmesi çok hoşuma gitti. Defne'yi yalnız bırakmayıp, onunla Manisa'ya gitmesi de. En azından bu kadarını yaptığını, yapabildiğini görmek beni mesut etti açıkçası. Ömer neden Serdar'ı aradı bilmiyorum ama Serdar dolma yemeden, anağnesine yedim diye yalan söyledi, onu biliyorum. Kınadım...
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER