Netflix'in başka problemleri de var

Netflix'in başka problemleri de var
Geçtiğimiz günlerde çıkan ve RTÜK'e dijital platformları da denetleme yetkisi veren düzenlemenin beraberinde getirdiği tartışmalar devam ediyor. Çoğunluğun sansür olarak değerlendirdiği, pek de haksız olmadığı bu düzenlemenin ne getireceği henüz belli değil. Benzer şekilde başta Netflix olmak üzere ülkemizdeki dijital platformların neler yapacağı da.

Düzenleme sonrası mevzuyu iki-üç adım ileriye götürüp Netflix'in ülkeyi terk edip gidebileceğini belirtenler dahi oldu. Böyle bir şeyden bahsedebilmek için henüz çok erken ve zaten konumuz bu değil. En azından bu yazıda. Dürüst olmak gerekirse şu an Netflix'in gündemindeki konular içerisinde bizim sansür düzenlememizin yukarılarda bir yerde olduğunu söylemek biraz zor.

Neden? Çünkü çok başka sorunları da var.

* Üye artışı yavaşladı

Netflix'in pazardaki dominantlığı halen tartışmasız. Üye sayısı 151 milyonu aşmış durumda. Ekran karşısında geçirilen zamanın %10'unu işgal ediyor. Ama diğer yandan uzun zamandır ilk kez üye artışında beklentiyi kaçırdı.

Geçtiğimiz çeyrekte 2.7 milyon üye artışı oldu, bu da 5.5 milyonluk beklentinin altında kaldı. Üstelik A.B.D.'de 130.000 üye kaybetti. Gerçi 60 milyondan fazla üyesi olan ülkede bu kadarını kaybetmenin devede kulak kaldığı söylenebilir.

Beklentinin altında kalması geçtiğimiz üç ayda kataloğa giren içeriklerin çeşitliliğinin az olmasına ve çeşitli bölgelerde üyelik ücretine zam yapılmasına bağlandı. La Casa De Papel, Stranger Things ve 13 Reasons Why gibi popüler dizilerin yeni sezonlarından sonra üçüncü çeyrekte neler olacağını göreceğiz.



* Disney+, Apple TV+, HBOMax, NBCUniversal, Quibi...

Netflix'in üye artışında beklentinin altında kalmasında dikkat çeken bir nokta varsa bunu son dönemin değişmeyen rekabet ortamında yaşamış olması.

Eğlence sektörünün önde gelen şirketleri sektöre yeni online yayın platformlarla girmeye hazırlanıyorlar. Yıl bitmeden veya önümüzdeki yılın başlarında rekabet ortamı daha da kızışacak. Amazon, Hulu, CBS All Access, HBO Now, Crackle, DC Universe gibi rakipleri olan şirketin karşısına Disney+, Apple TV+, HBOMax, NBC'nin hazırladığı yeni platform ve Quibi gibi rakipler de gelecek.

Üstelik Disney ve Apple başta olmak üzere ismi geçenler iddialı şekilde piyasaya girmeye hazırlanıyorlar. Bu kadar platformun hepsine birden üye olmanın maddi anlamda mantıksız olduğu bir gerçek. Netflix'in gerekli gördüğünde çeşitli bölgelerde üyelik ücretine zam yapması cabası ve dahası da var.

Örneğin Disney+ (Marvel, Pixar ve Lucasfilm dahil) 6.99 $ üyelik ücretiyle açılış yapacak. Hulu'ya hali hazırda reklamlı bir şekilde ayda 5.99 $'a üye olunabiliyor. Spor yayınları yapan ESPN+ ise 4.99 $ ile hizmet vermekte. Disney, bu üçünün de sahibi ve "üçünü bir arada" 12.99 $'lık ücretle sunma kararı aldı. Netflix'le arasındaki fiyat farkı A.B.D.'de yok denecek kadar az.

Üye sayısı acaba ne yönde değişecek?

* İçerik Sayısı

Netflix, uzun süredir içerik sayısının artışına büyük önem veriyor. Hatta sayının kalitenin önüne geçtiğine dair bazı eleştiriler de almakta. Ama bunun için kendince bazı sebepleri var elbette.

Birisi tabii ki üyelerin ve üye olabilecek kişilerin dikkatini kaybetmemek. Diğeri ise bir kez daha rekabete çıkıyor. Yukarıda bahsi geçen platformlar yayına girdiğinde ya da girdikten belli bir süre sonra daha önce Netflix'e lisansladıkları içerikleri çekerek kendi kütüphanelerine ekleyecekler. Bu da şirket için belli ölçüde içerik kaybı anlamına geliyor.

Asıl sorun şu ki Netflix orijinal yapımların sayısını gün geçtikçe artırsa da henüz dengesini bulabilmiş değil. Nielsen'in geçtiğimiz yıl yaptığı araştırmaya göre üyelerin üçte ikisinden fazlası hala orijinal olmayan lisanslı yapımları izlemeyi daha çok tercih ediyor. Ama mesela NBC Universal, The Office'i beş yıllığına 500 milyon dolar ödeyerek kendisine aldı. Friends ise birkaç gün önce beş yıllığına 425 milyon dolara HBOMax'e geçti. Gelecek yıldan itibaren en çok izlenen iki dizisinden olacak.

Disney konusu zaten malum. İçeriklerin bazısı gitti bile, hatta Netflix kendisi bir adım öteye götürüp ortak yapım dizileri (Daredevil, Jessica Jones ve dahası) teker teker iptal etti. Yeni rekabet ortamının da etkisiyle hem orijinal yapımlara ağırlık vermeye devam etmeleri hem de nihayetinde kaliteye önem vermeleri gerekiyor.



* Harcamaya son sürat devam

Peki, bu iş yazıldığı kadar kolay mı? Tabii ki değil. 

Netflix yerinde durmasa da içerik dediğimiz şey su yakmıyor. Geçtiğimiz sene orijinal yapımlara 12 milyar dolar harcadılar, bu senenin sonunda 15 milyar doları bulması bekleniyor. Shonda Rhimes, Ryan Murphy ve Kenya Barris gibi isimlerin yanı sıra Obama çifti, Alex Pina, Beyonce, Game of Thrones senaristleri David Benioff ve Dan Weiss gibi pek çok ismi kendilerine bağladılar. 

Bu isimlerin önemli bir getirisi olduğu/olacağı düşünebilir. Dışarıdan bakınca yanlış bir hamle gibi durmuyor zaten. Ama nihayetinde garanti değil, önlerinde belirsiz bir gelecek var. Ayrıca çoğunun hali hazırda devam eden başka projeleri de olduğu için yakın gelecekte Netflix'e verecekleri katkı belli bir ölçüde olacak. Dolayısıyla "fazla" para harcama gibi bir durum da yok değil.

Önemli isimleri ve projeleri kapmak için çoğunlukla yüksek bedeller üzerinden anlaşma yapıyorlar. Daha yeni GoT'un senaristleri için 200 milyon dolara çıktılar. İçerik yatırımında 15 milyar dolara kadar çıkan şirketin borç miktarı ise 12 milyar dolara dayandı. Nisan ayında içerik için harcamak üzere iki milyar dolarlık borçlanma finansmanına gittiklerinin haberini aldık mesela. Netflix kendisini borç miktarının gelirine göre normal olduğu şeklinde savunmaya devam ediyor.

Peki, nereye kadar?

Not: Diğerleri de boş durmuyor elbette. 

Mesela Apple, Oprah Winfrey'le anlaştı, WarnerMedia 500 milyon dolara J.J. Abrams'ı bağladı. Amazon ve Hulu'nun içerik yatırımına daha fazla kaynak ayırdıkları biliniyor. Amazon, 250 milyon doları gözden çıkarıp Yüzüklerin Efendisi serisinin haklarını aldı, dizi uyarlaması çekecek.



* İhtimaller ve can yakan iptaller

Az üstteki soruya aslında buradan cevap verebilirim. Netflix de elbet durumun farkında. 

The Hollywood Reporter'a konuşan bir yapımcı Netflix anlaşmalarının eskisi kadar karlı olmadığından bahsetti. Görünen o ki adamına göre bir sisteme doğru evrilmiş durumdalar ve ona göre para harcamaya başladılar. Ayrıca Netflix'in iş modeli gereği anlaşmalarda genellikle sahiplik haklarını Netflix'e devrediyorsunuz. Eğer diziniz hit olur da uzun sürerse bu, projedeki isimler için elde edecekleri kar oranında kayba uğramak demek.

Netflix, yine de streaming servis olmanın da verdiği rahatlıkla kreatif anlamda özgürlük tanımasıyla öne çıkmaya devam ediyor. Shonda Rhimes'ı ABC'den kaçırıp Netflix'e getiren zaten bir ulusal kanal oldukları için ona çok fazla karışmalarıydı. Ama rekabetin artmasıyla birlikte bu alanda da yalnız sayılmaz. Disney+'ın ve Apple'ın PG13 seviyesinde içerik istemelerinin avantajı not olarak dursun tabii.

Ayrıca artık daha da rahat iptal ediyorlar!

Başlarda dizi iptal ederken mecbur kaldıkları için ederler, daha tolereli olurlardı. Ama artık bütçeyi karşılamayan ve/veya izlenme oranı düşük dizileri tek sezonluk olsalar dahi iptal etmeyi tercih ediyorlar. Üstelik sezonlar yayına girdikten sonra karar vermek için fazla beklemedikleri ve iptal kararında çabuk davrandıkları için de eleştirilmeye başlandılar. Hatta öyle ki bunca zaman sonra ilk kez Netflix'in iptal ettiği bir dizi (One Day at a Time) başka kanal tarafından kurtarıldı.

Netflix'in büyüklüğünün kendisine düşman olduğunun bir göstergesi de bu iptaller işte. Yaptığı iptaller daha fazla can yakıyor veya daha fazla tepki topluyor. Sense8'e final filmi için onay veren platform nihayetinde hala kendileri ama devir o devir değil işte.



* A.B.D. dışındaki rekabet

A.B.D. içindeki rekabet kızışıyor gibi dursa dünyanın geri kalanı da yerinde duruyor sayılmaz. İngiltere'nin iki ulusal kanalı BBC ve ITV, birlikte Britbox'ı kuruyorlar. Daha doğrusu ülke içinde de hizmete açmaya hazırlanıyorlar. Belli bir zaman geldiğinde onların içerikleri de Netflix'ten çıkacak.

Fransa'da ise özel ve kamu ortaklığıyla kurulacak Salto'nun hazırlıkları başladı. Sektörün eskisi kadar boş olmadığını ve doygunluk seviyesine doğru gittiğini söylemek mümkün. Geçtiğimiz sene pazar payı globalde %71 olan Netflix, bu yılın ilk çeyreğini %64.6 ile kapatarak %6'dan fazlasını kaybetti. A.B.D. payı şu an %63'te ve pek çok ülkede kendisini geliştirmeye devam ediyor, o da ayrı. 

Uluslararası piyasalar Netflix'in gelecek yıllarda daha fazla büyümesinin beklendiği alanlar. Yine de yukarıda bahsi geçen hizmetlerin hiç değilse bir kısmının (başta Disney+) tıpkı onun gibi yavaş yavaş dünyaya açılacağını da unutmamak lazım.  

* Uzun vadeli yatırımlar ve ödüller

Netflix'in kısa ve hatta uzun vadede yokuş aşağı gideceğini düşünmek hayal olur tabii ki. Zemin o kadar da kaygan değil. Etrafında bu kadar şey olup biterken onlar da zaten ellerinden geleni yapıyorlar. Birazının bahsi yukarıda geçti. Bazı noktalar tartışmalı olsa bile bu konuda fena gittikleri söylenemez.

Uzun vadede büyümeye önem verdikleri göz ardı edilemez. Dünya genelinde büyümek için de çaba sarf ediyorlar. Brezilya'da 30 yeni içeriğe onay verirken Meksika'da 50 yerli içeriğe imza atacağının haberi geldi. Hindistan'da 17 diziye, 22 orijinal filme yatırım yapma kararı aldı. New York, Los Angeles, Londra, Mexico City, Toronto, Madrid, Paris, Mumbai, Sydney, Amsterdam ve Tokyo gibi pek çok şehirde ofis kompleksi ve/veya stüdyo alanı kurdu.

2017'de ilk satın almasını gerçekleştirerek çizgi roman şirketi Millarworld'ü kendisine bağladı. Şimdi bu bağlamdaki dizi ve film projelerini hayata geçirmek için adım atmaya başladı. Geçtiğimiz yıl Oscar'da En İyi Film dalında adaylık kazanarak bir ilke imza attığı malum. Hatta Roma sayesinde taşları yerinden oynattılar denebilir. Öyle ki Steven Spielberg, adaylıklar konusunda şirketin önünü kesmeye bile kalktı. Geçen sene Emmy'de HBO'dan daha fazla adaylık alarak dikkati çekti ki ödül sayısında da berabere kalmışlardı.

Durum şu an için böyle işte. Bakalım gelecek zaman bizlere neler gösterecek?

Kaynak: RaniniTV Haberleri & The Hollywood Reporter


BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER