Her şey
Harvey Weinstein skandalının ortaya
çıkmasıyla başladı. Ünlü yapımcının kadın oyuncuları yıllardır taciz ettiği,
istismar ettiği haberleri sonrası önce Harvey’nin çöküşüne tanık olduk,
sonrasında ise seslerini çıkarmaktan korkanların –çünkü malum, Harvey gibiler
sektörün güçlü isimleri, onlara karşı çıkmak sektördeki geleceğinizi riske
atmak demektir– haykırışlarına kulak vermeye başladık.
Bunlardan biri de
elbette ki
Kevin
Spacey skandalıydı. 30 yıl önceki
hadise insanları şoke etmişken Spacey öyle bir açıklama yaptı ki,
“not-right time to come out”u icat etti.
Bütün bu tartışmalar sonrasında ise ünlü aktörün taciz konusunda bu 30 yıllık hadiseyle
kalmadığı,
House of Cards setinde de
benzeri
skandallara imza attığı ortaya çıktı. Diziden atılan Spacey’e yeni şok da
All the Money in the World filminden
geldi.
Ridley Scott’ın 22 Aralık tarihinde
vizyona girmesi beklenen yeni filminde başrolü oynayan
Kevin Spacey filmden atıldı, yerine ise
Christopher Plummer’ın geleceği açıklaması yapıldı. Ve ünlü aktör
için – aynı Harvey Weinstein’da olduğu gibi– her şeyin daha da kötüye gideceği
kesinleşmiş oldu.
Harvey Weinstein ekranlarda gördüğümüz ünlü bir yüz değildi
belki, ancak Kevin Spacey öyle. Şimdi insan American
Beauty, Se7en, The Usual Suspects, L.A. Confidential gibi filmleri nasıl izleyecek? Nasıl Kevin Spacey’nin
suratına bakıp da hayal kırıklığı yaşamayacak? Koskoca bir kariyeri ziyan
ettiği gibi milyarları da hayal kırıklığına uğrattı Spacey. Umarız artık mağarasından
dışarı çıkmaz da kalplerimizi kıran yüzünü bir daha görmeyiz.