Bir damla gözlerimde, Sertap Erener
“Belki yanlış yoldayız kaybolduk, kaybolduk
Gizleyince kendimizden yorulduk
Her hatada telafi gerekli değil mi?
Bizi durduran gurur mu, kibir mi?
Öyle çok şey var ki içimde
hep sustuk konuşmak yerine
Konuşmadığımız her ne varsa seninle
Sakladım gözlerimde
Ne olur sen de fazla üzülme
Hep kendi kendine yenilme
Konuşmadığımız her ne varsa seninle
Bir damla gözlerimde”
Defne her ne kadar ısrarla,
Ömer’in yüzüne karşı defalarca “Bitti!” diye haykırsa da bitmemişti işte. Gizlemek,
hiçbir şey olmamış, her şey geçip gitmiş gibi davranmak zordu, yorucuydu. Bütün
isyanı, anlatamadığı özlemi, konuşmadığı aşkı, kırgınlıkları gözlerindeki bir
damlada saklıydı. Tabii bir de bir küçük kutuda… Defne, Ömer’e ait ne varsa
yakıp yıkmaya kıyamamış, aşkını kalbine, aşkının bir daha hiç duyamayacağını
düşündüğü kokusunu da bir kutuya hapsetmişti. Onu o kutudan rahatça ve
mutlulukla çıkarmasını engelleyen şey ise ne gurur ne de kibirdi. Onun tek
engeli; paramparça olan, yara bere içindeki kalbiydi. Çünkü kendini az buçuk
toparlamışken yeniden kırılmaktan ölesiye korkuyordu. Ömer’in gidişinden sonra
zaman geçtikçe utancı ve pişmanlığı kırgınlığa dönüşmüş, kendini korumaya
almıştı. Fakat “
zaman hiçbir şeydir,
şahane bir an yaşayana kadar.”