Kurt Seyit ve Şura: Bile Bile Lades

''Hi girls!''
Kıvanç’ın bile aşık olabileceğine inanmaya ve reytinge giden yol!
Kıvanç Tatlıtuğ, büyük bir çoğunluk tarafından Türkiye’nin en yakışıklı oyuncusu olarak görüyor. O zaman konunun daha rahat anlaşılabilir olması açısından en basit örneği vermek gerekirse, Tatlıtuğ'u Türkiye’nin Brad Pitt’i olarak değerlendirebiliriz. Ve bu karşılaştırmayı yaparsak da başarının nasıl geleceğini çok daha kolay görürüz.


“Hayatım boyunca en zorlandığım sahne, Brad Pitt’i öptüğüm sahneydi. Kalbim duracaktı!”

Hollywood yapımcıları ne yaparlarsa yapsınlar Brad Pitt’ten daha güzel bir yüzü olan kadını onun karşısında perdeye çıkaramayacaklarına emindiler. Yani sadece güzelliğin bu çaptaki bir erkeğin bir kadın için deli divane olmasına yetmeyeceğini biliyorlardı. Bu yüzden de Pitt’in aşk ilişkilerinde hep aynı yöntemleri uyguladılar.

-Aşık olduğu kadın muhakkak geçmişindeki bir yarayı kanatmaktadır - Legends Of The Fall
-Aşık olduğu kadınla arasında inanılmaz ilginç olaylar gelişmiştir – Meet Joe Black – Curious Case Of Benjamin Button
-Aşık olduğu kadınla arasında tutkulu bir ilişki vardır – Fight Club – Mr. And. Mrs. Smith.
-Aşık olduğu kadın onun bir eksikliğini tokat gibi yüzüne çarpmaktadır – Troy

Örnekleri çoğaltmak mümkün ama uzatmaya gerek yok. İşte Kıvanç Tatlıtuğ için başarının anahtarı da buradan geçiyor. Eğer Kıvanç Tatlıtuğ’a verdiğiniz rol ağır bir dramayı ya da yüksek bir aksiyonu değil de bir aşk hikayesini temel alacaksa ilk yapmanız gereken onun neden o kadına aşık olduğuna seyirciye inandırmaktır.

Daha önce de dediğim gibi, sadece güzellik yeterli bir motivasyon kaynağı değildir. Çünkü seyirci Kıvanç’ın karşısında sürekli ağlayan, mıymıy, kendine güveni olmayan ezik bir tip gördüğünde şöyle düşünür. “Bu adam bu kadını niye çekiyor? Güzellikse, dışarda onun kadar güzel milyon tane kız daha var.”


 “Hö?”

Bütün kadınlar bilir ki Kıvanç gibi bir adamı elde tutmanın en temel yollarından biri güçlü kadın olmaktan geçer – her konuda! Tıpkı Aşk-ı Memnu’da Beren Saat’in canlandırdığı karakter gibi. Bihter eğer Behlül’ün her dediğine eyvallah çeken, sürekli peşinde koşan, ağlak bir tip olsaydı o ilişki o kadar ses getirir miydi?

Bihter nasıl bir karakterdi? Gözlerinden ateşler çıkan, davetkar-seksi ayrıca hırs küpü, yeri geldiğinde Behlül’e rest çeken, intikam almaya çalışan ve üzüntüden ağlasa bile her an Behlül’ün kafasına bir şey geçirebileceği hissini her saniye izleyiciye yansıtan  bir kadın. Ve en önemlisi ilk öpüşmelerini görmek için 26 bölüm boyunca beklemiş olsak da hepimiz bilirdik ki kibrit çaksan alev alacak bir çekim vardı aralarında.


“Yerim seni!”

İşte Behlül ve Bihter arasındaki aşka insanların bu kadar bağlanmasının sebebi buydu. Evet, belki Bihter zaman zaman Behlül’ü deli ediyordu, aralarındaki ilişki çok tehlikeliydi ama Behlül’ün onun bu hareketlerine katlanması için onlarca sebep vardı. Ve bunun en önemlisini de birinci sezon finalinde tüm Türkiye görmüştü. - Bihter yeri geldiğinde Behlül’ü duvardan duvara vurabiliyordu!
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER