Kurt Seyit ve Şura: Bile Bile Lades

"Tanışalı 30 saniyeyi geçti, bence öpüşmeliyiz artık!"
Senaryonun işleyişinde yapılan hatalar..

Peki dizi seyirciyi hikâyeye bağlamak için ilk bölümlerinde hangi çatışmaları vaat etti?

-Seyit ve Petro arasındaki hem Şura’dan, hem de Seyit’in Petro’yu askerlikten attırması yüzünden kaynaklanan çekişme.
-Seyit’in babasının Şura’yı gelini olarak kabul etmemesi.
-Seyit ve arkadaşlarının isyancılarla mücadelesi.

Çatışmalar nasıl işlendi?

Elimizdeki bu üç ana çatışma öğesinden sadece Petro’nun kendisini askerlikten attırması yüzünden Seyit’e duyduğu öfke seyirciye tam olarak yansıtılabildi. Çünkü gerçekten de elle tutulur bir sebebi vardı. Petro bilerek kendi askerini öldürmemişti ama 'can dostum' dediği Seyit ceza alacağını bile bile yine de onu şikayet etmişti.

Petro’nun Şura yüzünden Seyit’e bilenmesi ise tamamen havada kaldı. Eğer dizi başladığında Şura ilk önce Petro ile yakınlaşsaydı ve çok daha sonra Seyit’ten etkilenseydi, işte o zaman bu çatışma sağlam bir temele otururdu. Eğer hikaye bu şekilde işleseydi, Seyit önce kendine engel olmaya çalışır ama sonra dayanamaz ve Şura’ya karşılık verirdi. Böylece Petro’nun Seyit’e iyice düşman olmasını sağlayacak ikinci güçlü motivasyonu da ortaya çıkmış olurdu.

Seyit’in babasının evlenmelerine karşı çıkması da yine havada kalan bir çatışma öğesi oldu. Evet Seyit’in babasının evliliklerine engel olmak istemesinin kendine göre haklı sebepleri vardı ama bunlar Seyit ve Şura ilişkisini baltalamadı. Seyit aldı Şura’yı başka bir eve götürdü ve orada yaşamaya başladı.

Seyit ve arkadaşlarının isyancılarla mücadelesi de yine bölüm başı 5-10 dakika 'aksiyon sahnesi olsun yeter' mantığından öteye geçemedi.

Cinsel gerilim sağlanamadı!

İzlediğiniz yüzlerce filmde, dizi bölümünde hep rastladığınız ve için için uyuz olduğunuz hatta klişe diye tabir ettiğiniz sahneler vardır. Doğru tahmin ettiniz, kahramanlarımız öpüşmek ister ama bir türlü öpüşemez, tam sevişeceklerken bir aksilik olur ama sevişemezler. Bu bekleme süresi filmlerin ilk yarısına hatta bazen sonuna kadar  sürer. Dizilerde de bu süreler 10-15 bölüm sürebilir. Misal Güllerin Savaşında Gülru ve Ömer’in ilk öpüşmeleri için 15 bölümden fazla geçmesi gerekti. Hatta Aşk-ı Memnu’da olduğu gibi 26 bölüm boyunca bile bekleyebilirsiniz zaman zaman.

Bu teknik, aslında seyircilerin en çok görmek istediği unsuru geciktirmeye ve ilgisini sürekli yüksek tutmasına yarar. İki kişi arasında bariz bir yakınlaşma olduğunu bilirsiniz, ama kavuşamadıklarını gördükçe de hem sinirlenir hem de merak edersiniz. “Acaba ne zaman öpüşecekler?” “Lan öpsene artık şu kızı, gözünün içine bakıyor resmen!" diye.

İşte Kurt Seyit ve Şura’nın en büyük hatalarından biri de buydu. Zaten hikâyede doğru düzgün bir çatışma unsuru yokken, iki baş karakterin arasındaki en özel ve romantik olması gereken anlar da daha en başından yok edildi. Daha ikinci bölümde seviştikleri gösterildi.

İlk üç bölümde yapılan bu hatalar sonucunda dizi öyle bir çıkmaza girdi ki, ondan sonra yapılanlar ne yazık ki diziyi kurtarmaya yetmedi. Aslında dizinin İstanbul’a taşınma süreci ve sonrasında yapılan hataları da anlatabilirdim ama gerek yok. Daha önce de dediğim gibi bir dizinin tutması için elinizde üç bilemedin dört haftanız vardır. Ve Kurt Seyit ve Şura bu ilk 3-4 haftayı olabilecek en kötü şekilde değerlendirmiştir..

Valandil
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER