Kerem Sayer'le dizi her açıdan 'tatlı' başlamış 'tatlı' bir şekilde ilerliyordu. Kerem Bürsin gibi yeni ve pek aşina olunmadık genç yüzlerden oluşan kadroyla çok iyi bir hava yaratmışlardı. Dizinin atmosferi Altan Dönmez sayesinde ekstra bir ışıltı yayıyordu. Dizinin lokomotifi, amiral gemisi Kerem&Zeynep ikilisinin tadına doyulmaz uyumuydu. Kerem Bürsin başta gerçekten eğleniyor görünüyordu. Bu arada set arkasından gelen haberlerde Kerem'in şakalarıyla herkesi güldürmeyi seven bir özelliği olduğunun duyumunu da alıyoruz.
Kerem Sayer rolüyle sonsuza kadar insanlara işkence edip, kötücül gülümsemesinin karşı konulmazlığına her seferinde teslim olacağız derken rüzgâr tersine eser ve biz yaralı Sayer'e ağlarken buluruz kendimizi. Öte yandan hep tetikte beklediğimiz "Ondan nefret ediyorsun çünkü ona aşıksın!" gazıyla aşk'a düşüşünü adım adım, yudum yudum tatmak da enfesti. Kerem Bürsin altından kalkamayacağı hiçbir şey olmadığının ispatı olarak resital sunuyordu kimi zaman. İlk ilgimi çeken oyunculuk performansı Zeynep'i kaybedip bulduğu o sahnedeki rahatlaması, sesi titreye titreye ağlayarak "O, o yaşıyormuş!" derken boğazımda bir düğüm olmuş, bir ay geçmemişti o düğüm.