Bir yere kadar herşey çok güzeldi fakat senaryonun şirazesi kaydıktan sonra Kerem Bürsin'in gözünün feri de söndü açıkçası. Dizinin son dönemlerinde eski enerjiyi alamadığımız bariz bir görünürlükte olsa da Kerem Bürsin'de kusur bulmak yine de imkânsızdı. Çoğu zaman saç baş yolduran senaryonun gidişatını Kerem Bürsin'in ayakta tuttuğunu düşünürsek hakkını teslim etmek lâzım. Hande Doğandemir'le olan enerjisi ikili olarak da çok sevilmelerine yol açtı. Hayranlarının ZeyKer'den sonra bir adım ileri giderek Hande&Kerem karışımı HanKer türetmeleri bile sevimliydi. Tabii bu sevimli fan kitlesinin istedikleri gerçekleşmeyince sergileyebileceği tavrın sivriliği 'ön görülemeyen riskler' dosyasında liste başıydı.
Dizide rol arkadaşı olan güzel oyuncu Yağmur Tanrısevsin'le başlayan birlikteliğini sakladı denildi ve belirli bir fan kitlesinin haksız yere hışmına uğradı. Velev ki saklamış olsun; çaycısından, makyözüne kadar yüzlerce kişinin ekmek yediği bir yapımın selameti açısından bunu yapmış olacağını idrak edememek de biraz aymazlık oluyor. Öyledir demiyorum sadece üstün körü düşünmekle bile sebep-sonuç ilişkisine dair fikir yürütülebilir diyorum.
Hepsinden önce özel hayatındaki herşeyi -ama herşeyi- gizleme hakkı da kendisinde saklı. İstemediği soruları yöneltip istediğiniz yönde cevaplar beklerseniz oyunu kendi kurallarınıza göre oynamak istiyorsunuz demektir ve bu hiç adil değil. Önceki röportajlarında "Teksas'ta aşık olmak güzel de gezilecek sadece belirli yerler var. İstanbul'da aşık olduğumda elele gezilebilecek öyle sokaklar var ki," diyen adam şimdi 'evde takılmanın güzelliği'ne atıfta bulunmaya yönelmişse durup bir düşünmek lazım.