Behzat Ç. : Behzat- Esra
Esra Gedik
Behzat
Ç. hayattan alacaklı, kadınlara borçlu bir yürek. Hayattan alacaklarını
toplarken, Savcı Esra’yı görmemişti uzun süre. Ta ki Esra “dünyanın yörüngesi
12 cm kaydı sen bana bir cm yaklaşmadın Behzat!” diye isyan edene kadar. Yine
de hemen evet diyemedi bu aşka. Hayat ona mutlu olma şansını vermemişti. Savcı
Esra ona “Biz de mutsuz olalım o zaman.” dediğinde çok da uzak kalamadı belki
de mutsuzluğu beraber yaşamayı kabul eden birini bulduğu için. Savcı Esra
adaletin hukuk ile sağlanacağına inanırken, amirim adaletin saraylarda
sağlanamayacağına inanıyordu. Kendi bildiği yöntemlerle kendince yaşıyordu
hayatı ve adaleti de bu şekilde dağıtıyordu elinden geldiğince. Bu nedenle çok
çatıştılar. Ama akşam amirim yattığında bilerek açık bırakırdı ayaklarını çünkü
biliyordu dayanamazdı Savcı Esra örter ve yanına kıvrılırdı. Sol koluna sancı
girse de önemsemezdi amirim çünkü ilk defa ölülere değil yaşayan insanlara
gösterebilmişti duygularını.
Savcı Esra tutuklandığı zaman sol kolundaki o
sancı hala devam ediyordu çünkü yokluğunu değil varlığını hissediyordu. Ne
yaptı etti Savcı Esra’nın masum olduğunu kanıtladı. Kavuşacakları gün kolundaki
o sancı kalbine sıçradı. Hayat bir kez daha sevdiği kadını kendinden aldı.
Bunun bir kez daha olacağına inanmadı amirim, Akbaba’nın söylediklerine tıkadı
kulaklarını. Öyle bir sarıldı ki sevdiği kadına kimse ayıramadı onu. Hala
gözlerimizin önünden gitmez Savcı Esra ile amirimin bedenlerinin beraber
savrulmaları. Ekran karşısında olanlara şaşırmışken, Savcı Esra’nın ölü
bedeninde yanaklarına akan o bir damla gözyaşı bizi duvardan duvara çarptı,
nefes alamaz hale getirdi.Amirimin ise kalbi hala orada; tek kurşunun sadece
sevdiği kadının değil doğmamış çocuğunun kalbini durdurduğu o yerde.