Kurtlar Vadisi: Polat- Elif
Esra Mert
Genç
erkeklerin hızla birer Polat’a dönüşmek, hanım kızların Avukat Elif olmak
istediği yıllardı. Çakırlar vardı. Tesbihler, raconlar. Büyük bir sevda vardı
ortada. Genç kızların ‘benim sevdiğim de beni Polat’ın Elif’i sevdiği gibi
sevsin’ diye dua ederek uykuya daldığı zamanlar.
Avukat
Elif hepimizin ‘burnu fındık, ağzı kahve fincanı’ yengesidir. Özgü Namal ölümü
hiç hak etmeyen bir vefakar aşık olarak Kurtlar Vadisi’nin bize hatırasıdır.
Hangi işte, ne role bürünse yine de Ali ile Polat arasında sıkışmış kalbinin
sızısı kalbimizde karşılık bulacaktır. Bu sahne de seyirciye paket paket mendil
tükettiren, ‘Elif gibi ameliyat olsam da benim Polat’ım da ameliyathane bassa’
gibi çılgın laflar ettiren en unutulmaz veda sahnesidir dimağımda. Şimdi
Kurtlar Vadisi Pusu’ya takıldıkça gözüm, diyorum ki ‘nerede o eski Elifler, o
eski aşklar?’ Vadi’nin bu kadar efsaneleşmesinde Polat’ın Elif aşkının payı
hatırı sayılır derecede büyüktür. ‘Elif Dedim’ türküsünü milyonlarca insan o
dönemde keşfetmiştir misal. Ve kızının adını Elif ya da Elif Eylül koyan
ailelerin sayısı hayli fazladır.