Nedamet
Tanrım açamadık içimizi
Artık buluşmamız mahşere kaldı.
Ne yelken ne gemi var limanda
Kaçmak bir uzun sefere kaldı.
Mercan bir sahildeymiş gemiler
Bulmak kasvetli günlere kaldı.
Rüştü Onur
Bazı şeyler için geç kalmış görünüyorlardı. Üstelik ayrılık fikrine alışamadan ölüm ihtimali ortaya çıkmıştı bir anda. Daha Zafer Biryol'dan yeni kurtulmuşken ortaya çıkan Adil Topal'ın adamları, yine Baba'ya laf edilince ilk kendini ortaya atan kişi olan Sefer'in bacağına sıkmışlardı. Ortalık karışınca Sefer diğerlerinin daha hızlı kaçabilmesi için kendisini feda edecekti. Sanki burada da hayatının bundan sonrasını mânâsız görmesinden kaynaklı gizli bir kabulleniş vardı.
Sema: Bak, beni duyuyor musun? Bak bundan sonra sen ne istersen yapacağım. Seni bir daha asla, asla kırmayacağım. Çok özür diliyorum. N'olur aç gözlerini n'olur Sefer.
Sefer de sanki tek ihtiyacı olan şey bunları duymakmış gibi gözlerini hafifçe aralayıp gülümseyerek tekrar kapatır. Ölse de mutlu ölecektir sanki.
"Sefer n'olur bişi söyle, n'olur."
Ellerini yüzümde gezdir,
Sil alnımdan yorgunluğu,
Gözlerimin altından
Yaşamak korkusunu al,
Avuçlarından çıkmış bir heykel olsun başım.
Sonra sen de gözlerini kapat,
Bırak, ellerin sessizce düşünsün
Düşüncende yaşamak isterim ben senin:
Bir gün en yalnız saatinde
Parmak uçlarından
Ve avuçlarından
Gelip konuşurum seninle.