Şehzade Mustafa
Eğer Muhteşem Yüzyıl Kösem’in ikinci veya üçüncü
sezonunda olsaydık listede ilk 3'e mutlaka girecek bir karakter
Şehzade Mustafa. Öyle ki 600 küsur senelik Osmanlı’da bile bir “ilk ve son”
iken nasıl olur da Muhteşem Yüzyıl tarihinde orijinal olamaz? Küçük yaşta,
sistemin yükü, valide sultan ve hasekilerin taht mücadeleleri arasında bir o
yana bir bu yana sallanan ve sallandıkça yıpranan bir şehzade. Ölüm korkusundan, tahta çıkma korkusuna kadar adeta mıknatısın iki ayrı kutbuna gerilen
narin vücudunun kaldıramayacağı yükler taşıyor, taşıyacak.
Muhteşem Yüzyıl
Kösem’de en çok merak ettiğim hikayelerden biri olan Şehzade Mustafa’nın akıl almaz
öyküsü birçok Kösem izleyicisinin bir numaralı heyecanının da ortak noktası.
Öyle ki geçtiğimiz 15. bölümde de “delirme sebeplerine” nokta koyan bir
temellemeyle artık her birimiz Mustafa’nın delirmesini, kafes sisteminin katı
kuralları arasında büyüyerek yok oluşunu ve sultan oluşunun ardından hazineden
para çalıp kuşlara dağıtan bir akıl hastasına dönüşünü merakla beliyoruz.
Mustafa’nın hikayesi, her ne kadar Kösem’de birkaç bölüm dışında ön plana
çıkmasa da ileride bizi nelerin bekleyeceğini tarihten ve karaktere verilen
önemden görebiliyoruz. Artık karanlık bir ücraya kapatılıp zorbalıkla büyüyen
ve büyüdükçe deliren, delirdikçe tahta yaklaşan uzun ömürlü bir Mustafa’nın yolculuğunu izlemek için hepimiz hazırız!