Gülfem Sipahi (Hekimoğlu)
Gülfem Sipahi! Sipahi
ailesinin aklı (!) başında tek varisi. Babası Enver Bey’in ölümünden sonra
yıllarca adım atmadığı Sipahi Köşküne, kardeşi Cihan için, yerleşmeye karar veriyor. Evet, bu kararı tamamen zorla veriyor. Şimdi filmi biraz geriye
sarıyorum ve Gülfem’i bir de benden dinleyin istiyorum.
Ailesi O’na doğduğunda “Gül
ağızlı, küçük ağızlı” anlamına gelen ve kökeni Farsça olan Gülfem ismini
bahşetmiş. Gülfem tam bir başak burcu kadını! Başak kadınlarının yüzleri dikkat çekicidir.
Saçları güzeldir. Çenesi ve burnu keskin hatlara sahiptir. Küçük ağız yapısına
sahiplerdir – ki Gülfem isminin anlamı da budur! Giyim konusunda iyilerdir.
Renk olarak en çok maviyi tercih ederler. Bunların yanı sıra aşırı detaycıdır.
Hırslı bir yapıya sahiplerdir ve asla pes etmek nedir bilmezler. Amaçlarına kavuşana
kadar devam ederler. Son derece hassaslardır. Çalışmayı çok severler ve
azimlidirler. Pratik zekâya sahiplerdir. Mükemmeliyetçi olduklarını söylememe
gerek var mı? Paraya fazla önem vermezler, fakat maddi olarak tüm gücün
ellerinde olmasından şikayetçi olmazlar. Bu satırları okurken başak burcu
hakkında niye bu kadar nazire yaptım? Çünkü yazdıklarımı birleştirince karşıma
sadece Gülfem Sipahi profili çıkıyor.

Sevdiği zaman güzel seven,
her ne kadar “Küçük dünyaları ben yarattım!” havası varsa da eğer içinden
gerçekten geliyorsa dünyayı ayaklarına seren, cesur bir kadın Gülfem.
Çiçeklerden en çok orkideyi sever. Belki de gururu temsil ettiği için? Keyfi
yerindeyse iştahı çok açıktır. Genellikle kırmızı ve beyaz şarap içer. Doğum
günü, parti, açılış, defile gibi özel günlerde şampanya içmek tercihidir. En
çok mavi ve kırmızı giymeyi sever. Saçlarının tonu hiç değişmez. Açık, hafif
dalgalı tam kıvamı! Gergin veya keyifli olduğu anlarda bol köpüklü suda uzunca
banyo yapmak en büyük zevklerinden birisidir. Sadece sevdikleri için mutfağa
girip, dünyanın en şahane yemeklerini yapar. Stiletto tarzı ayakkabılar
favorisidir. Şuh kahkahası ile ünlüdür. Spordan sonra mutlaka limonlu-asitli içecek
karışımını tercih eder.
Gülfem, ailesine katılan yeni
bireye karşı kıskançlık krizine giriyor. İleride yaşanacakları tahmin bile
edemeyeceği yaşta yaptığı bu hata tüm hayatına mal oluyor. Böyle olacağını
nereden bile bilirdi ki? En güvendiği adam, babası, bile sırtını dönmüştü. Gül
ağızlı, güzeller güzeli Gülfem bundan sonra hep kibirli, etrafına buzdan
duvarlar ören, kendinden başka kimseyi sevmeyen biri oldu. O buzdan duvar ören
kadının altında aslında ne kadar da kırılgan biri var! Yaralı. Hayatla
mücadelesi yetmiyormuş gibi, sevdiği ikinci önemli adam tarafından da terk
edilmiş. Kalbi paramparça olan biri hayattan ne bekleyebilir? Gözlerine bakınca
mavi derinliğinde boğuluyorum. Öfkesini, hırsını, sevgisini, aldatılışını,
ihanetini… Her şeyi tek tek ele veriyor.