Gülru (Çelik) Sipahi
Dilimize Farsça’dan giren gül
yüzlü, al yanaklı anlamına gelen, ilk tınısında kulağa Gül’ü andıran bir isimdir
Gülru. Gülru, Çelik ailesinin dört kızlarından üçüncüsü. Babasının işi dolayısı
ile altı yaşındayken Sipahi Köşkü’ne taşınıyorlar ve hayatının tüm seyri
değişiyor.
Annesini çok küçük yaşta iken kaybetmiş, ablası Mesude’yi annesi bilmiş. Tüm derdini, tasasını sadece O’nunla
paylaşır olmuş. Geldikleri köşkün biricik kızına hayran olmuş. İşte o gün Gülfem virüsü
içine girmiş, hem de bir daha hiç çıkmamak üzere!
Saf, naif, herkesi kendi gibi
bilen, papatya gibi… Tutsan incinecek sanki. Yaklaşık yedi ay önceki tek kötü huyu
Halide’nin kahvesine tükürmek iken şimdilerde yeni Gülru’yu tanıyamaz olduk.
Gülfem’in, babasının ölümüne sebep olmasıyla gözü aşkı dâhil hiçbir şeyi görmez
oldu. Kalbi sevgiyle dolu iken birden bire kin, nefret, öfke, hırs ve intikamla
taşlaşmaya başladı.
Gülru akrep kadını. Son
derece cazibeli ve cazibesini, aklını da isteklerine ulaşma hırsında kullanabilir.
Alçak gönüllü ve yumuşak başlıdır. Mağrur ve kibirlidir de! Kendisinden daha
üstün olan kişileri, kendisinin sahip olduğundan daha iyisine sahip olan
kişileri kıskanır. Cesur bir yapıya sahiptir ve tuttuğunu koparmadan asla
vazgeçmez. İnsanların kendisine yaptığı iyi ya da kötü şeyleri asla unutmaz.
Kıskançlığından dolayı sinsi davranışlar gösterebilir. Geniş bakış açısına
sahip değildir. Her an herkesten kuşku duyabilir.
Burcunun özelliklerinden ve son zamanlardaki davranışlarından da anlayacağınız üzere Gülru, o
eski Gülru değil! Huyu, suyu 180 derece değişti. Kişiliği her ne kadar değişmiş
olsa bile değişmeyen ve o anki hisselerini ele veren tek şey gözleri. Gözleri
asla yalan söylemiyor.