Between: Ya karantinanın içindesindir ya dışında

Between: Ya karantinanın içindesindir ya dışında

Uzun zamandır, kıyamet sonrası dünya dizilerini izliyoruz. Bu diziler kimi zaman zombi salgınını konu alıyor, kimi zaman uzaylıları, kimi zaman da virüs salgınlarını. Son dönemlerde bu dizilerde öne çıkan iki unsur var. 

Birincisi, kıyamet sonrası hikayelerin aktörleri gençleşti. Daha çok ergenlerin ya da gençlerin hayatta kalma mücadelelerini izler olduk. Örneğin, The 100 dizisi. Bu bir anlamda hikâyeye renk kattı. Çünkü zaten bildiğimiz 'zombi kovalasın-sen kaç' konularına ek olarak, diziye gençlerin kendi kimliklerini- sınırlarını keşfetme, dostluk kurma, düşmanı tanımla, aşkı ve aşık hallerini öğrenme gibi konular eklendi. Bu sayede hikayeler sıradan olmaktan kurtulup daha da derinleşti.

İkincisi kıyamet sonrası dünya komedileri izler olduk. Örneğin The Last Man on Earth ve izombie (son birkaç bölümdür dram ağırlıklı olsa da bu gruba dahil edilebilir).

Büyüklerin olmadığı bir dünya hayali cehenneme dönerse?

Between dizisi birinci türden bir dizi. Wayward Pines dizisindeki gibi tuhaf bir kasabadayız, Pretty Lake. Tüm dünyada, sadece bu kasabada görülen bir salgın var. Bu salgın nedeni ile 22 yaşından büyük herkes tek tek ölmeye başlıyor. Kasaba hükümet (ve asker işbirliği) tarafından çitlerle çevrilerek karantina altına alınıyor. Saramago’nun Körlük romanından ve o romandan uyarlanan filmden de hatırlayacağımız gibi etrafı çitlerle çevirili bir yer asla sadece karantina değildir.

Bir salgın ya da saldırı filminde ya da dizisinde genel olarak bir belirsizlik ve panik havası vardır. İnsanlar konvoylar halinde kaçmaya çalışır ve bir şeyler ters gider. Gerçek hayatta ise daha fazla kaos olur, bir kısım insan panik olurken, bir kısım insan ilerlemeye devam eder ve bir kısım insan da donar kalır, ne yapacaklarını bilemezler. Between dizisi bir salgın anında yaşanabilecek bu üç boyutu da veriyor.


Dizinin pilot bölümü, kıyamet sonrası dünya konulu bir dizi olmasına rağmen, diğer dizilerden farklı bir giriş sunmadı. Karakterleri anlatmak yerine daha çok konuyu sunma ağırlıklı bir giriş bölümü idi. Teker teker insanlar ölmeye başladı. Önümüzdeki bölümlerde karantina içinde hayat mücadelesi verecek başlıca karakterleri ve onların sorunlarını "sadece" gördük. Her karantina ortamının olmazsa olmazları olan kötü karakterleri öğrendik. İleride kahraman-kurtarıcı  olabilecek kişileri seyrettik. Wiley (Jennette McCurdy) hamile bir genç kadın, hapishanede kalan suçlu Mark, bilgisayarlardan anlayan Adam (Jesse Carere), gizemli ama belalı bir arkadaş Kyle, çalışkan Gord (Ryan Allen), zengin Chuck.

Pretty Lake için dua et .

Dizi karanlık bir genç draması sunuyor. Gençlerin randevularla, okul baloları ile, ebeveynleri ile ilgili sorunları ya da ilgileri yok (zaten pek çoğu salgın nedeni ile öldü). Hamile gençler, suçlu gençler, şımarık gençler, dahi gençler var. Diğer dizilerde gördüğümüz magazinden fırlamış model gibi gençlerin yerine, oyuncuların çoğu sıradan, ortalama Amerikalı genç tipindeler. Bu diziyi daha da gerçekçi kılıyor.

Dizi gün ve gün, etrafında ebeveynleri kalmamış, karantina altındaki gençlerin hayatta kalma maceralarını anlatacak. Dizi, Michael McGowan tarafından yazıldı, 24’ün de yönetmeni olan Jon Cassar tarafından yönetildi.

Dizinin ilk bölümünde virüse neyin sebep olduğundan çok, Wiley’nin bebeğinin babası kim onu merak ettim ben. Ama ilerleyen bölümler virüs neden 22 yaş ve üzerini öldürüyor, nasıl başladı, karantina altındaki insanlara neler olacak gibi sorular üzerine kurulu. Hayatta kalmak için ne kadar ileri gidebilecekler? Sanırım temel soru bu olacak. Bu soruların cevabını almak için önümüzde beş bölüm daha var.





BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER