Ekranda görmeyi en çok istediğim türlerden biri gençlik dizileri. Benim gözümde çok kıymetliler çünkü bu zamanda kadar izlediğim tüm kaliteli gençlik dizilerinde çok güzel dostluklar gördüm, çok güzel dayanışmalara tanık oldum. Karakterlerin her birinin hayat hikayesinden biraz tattım ve iyisiyle kötüsüyle de çok sevdim. Şimdi önümde böyle güzel bir fırsat varken en güzeli o olsun, en çok o sevilsin ve izlensin; kendinden sonra gelenlere emsal teşkil etsin istiyorum. Tabii bir benim istememle olmuyor bu işler.
O yüzden rüzgarına kapılıp gideceğim kısımlara doğru çevirdim dümenimi. İlkinden hemen bahsedeyim;
Yönetmenin kurduğu dünyanın dışına çıkılması, izlediğimiz şeyin illüzyon olduğunu hatırlamamızı sağlayacak anların gösterilmesi, oyuncunun kameraya bakarak konuşması yani seyirciyle doğrudan iletişime geçmesi pek alışılageldik değildir dizilerde. Genelde de tercih edilmez bütünlük bozulur diye. 4N1K’nın ve 4N1K İlk Aşk’ın bu açıdan birbirine benzemesinden çok memnunum. Karakterler bir anda bulundukları mekandan soyutlanıyorlar ve ekranın diğer tarafındaki bizlere bir şeyler anlatıyorlar. Sanki biz de o sıralardaymışız, Çete’nin bir üyesiymişiz gibi. Hafif bir belgesel tadı da gelmiyor değil hani şimdi. Bu ikilinin nasıl bir araya gelip bu kadar uyumlu olduğunun sırrı da tabii ki Murat Onbul’da. Yerli dizide yeni tatlar için izlemeye devam ediniz.
Diğer maddeler karakter içereceğinden hemen gençlerin konuştuğu dilden ve jenerikten de bahsetmek istiyorum. Total için sözlük gerektiren ama gençlerin çoğunu gündemden, çoğunu da kendi hayatlarından bildiği taze dili çok beğendim ve gerçekçi buldum. Tabii ki dilimizin anlaşılır kullanılmasını istiyorum ama gençliğin kendine ait bir dili var ve bunun göz ardı edilmeyişinden hayli mutluyum. Haliyle jenerikten de... O animasyonlardan gelen buram buram gençlik kokusunu çok sevdim. Kim bulduysa bu fikri ve kimler olumlu baktıysa jeneriğin bu haline akıllarına, fikirlerine sağlık. Nil İpek Hanım’a ve de senaryo içindeki göndermelere de kıps kıps göz kırpıyorum.
Gelelim son ve can alıcı maddeye; favori karakterler! 4N1K İlk Aşk kişisel tarihimde bana bir tekrar yaşattı ve bir Fizikçi’ye daha hayran oldum. Bilinçli bir seçim miydi bilemiyorum ama bir Fizik ancak böyle güzel örneklerle açıklanır. Atom fiziğine de öğretmenliğe de helal olsun. Beyti Engin’in hayat verdiği Fizikçi gönül tahtımdaki yerini ilk bölümden aldı. Şu yaşımdan sonra bana Fizik sevdireceksiniz…
Ve listemizde bir numara… Malumunuz; Barış Ozansoy.
Kitaptaki Sırık, epey uyuz biriydi. Hani böyle sevmek için çabalasanız ilk üç ay hiçbir sonuç alamayacağınız, ortalığı karıştırmak için bir anda yırtık cepten düşüp kaybolan anahtar gibi bir karakterdi. Ya da ben Çete’nin çok içinde kalmıştım da hikayesini çok öğrenemediğim Barış’ı sevememiş sadece “Adın ne güzel senin.” Demekle yetinmiştim. Fakat şimdi gördüğüm Barış tüm ezberimi bozup geçti. Yaprak, her “Asla şunu yapmam!” diye sınır çektiğinde o sınırı paşa paşa geçirişini izlemek istiyorum. Herkesten ve her şeyden önce en çok onun hikayesini öğrenmek istiyorum.
“Zor zamanlar olur. Nasıl çıkarsan içinden omurgan öyle şekillenir.” Derler çok sevdiğim bir şarkılarında Adamlar. Barış’ın omurgasının nasıl şekillendiğini bilmek istiyorum. Yarasının onu kucaklamasını istiyorum. Yaprak’la aralarında henüz bir şey yokken öyle destursuz odaya girmelerini, drone ile kızı izlemelerini değil. Kalbimin bir köşesinden hissediyorum; zorbalık yapacak karakterde bir çocuk değil Barış. Ne olur, olmasın da!
Narçiçeği kaskına, krizantem bilişine, kırık gülüşüne yer ayırdım. Hadi gel sen de gönül tahtımdaki yerini kap Günışığı.
Artıların tükenmeden eksileri nötrleyeceği, hep güneşli olmasa da bulutları kovalayan, enerjisinin hiç düşmeyeceği ve kimsenin ayağının taşa değmeyeceği bölümler görelim istiyorum.
Bakalım kahramanlarımızın başına neler gelecek?
Not: İnşallah Narçiçeğidir, efektli efektli yanlış görmemişimdir.
*Büşra Yılmaz’ın Bende Son Durum isimli çalışmasına nazire edilmiştir.
Bu.
**Ruhsar isimli yerli dizimizin jeneriğinde yer alan replik.
Şu. Şarkı: Adamlar- Hepinize el salladım