Kısaca konuya
da değinelim: Berlin’den gelen ve JFK Havaalanına inen Regis Air 757, piste
indikten kısa bir süre sonra kule ile irtibatını keser. Uçağın bütün ışıkları
sönmüştür ve bütün iletişim kanalları sessizliğe gömülmüştür. havaalanı yer
mürettebatı uçaktan hiçbir şekilde cevap alamamaktadır. Bunun üzerine Hastalık
Kontrol ve Önleme Merkezi’ne bir acil durum çağrısı gönderilir.
New York
HKM’nin başında bulunan Ephraim Goodweather ve ekibi çağrıyı alır almaz olay
yerine gider ve uçağın içine girer. Eph ve birlikte çalıştığı Nora uçakta
beklenmedik bir durumla karşılaşırlar. İlk belirlemelerine göre uçaktaki herkes
ölmüştür. Ama nasıl öldüklerine dair görünürde hiçbir ipucu yoktur. Belirtiler,
daha önce karşılaştıkları hiçbir şeye benzememektedir.
Uçaktaki yolcuları
incelemeye devam ederken, kaptan pilot da dahil olmak üzere toplam dört kişinin
hayatta kaldığını görürler. Bundan sonra yapmaları gerekense diğer tüm
yolcuların nasıl öldüğünü bulmaya çalışmak olacaktır. Bu esnada uçağın kargo
kısmında, tabuta benzeyen esrarengiz bir kutuya rastlarlar. Bu esrarengiz
tabutun içinden çıkan her şeyin dönüm noktası olacak ve bizi o hiç bilmediğimiz
bambaşka bir vampirle, Efendi’yle tanıştıracaktır.