The Strain: Tık, tık, tık... O artık burada...
03 Eylül 2014
Vampir fizyolojisi
İlk ve en belirgin vampir adaptasyonu konağın dilinin altında çıkan uzun, retraktil (geri çekilebilir) ve ağızdan iki metreye kadar uzanabilen bir dil. Bu delici dil vampirin hem beslenme hem de üreme organıdır. İnsan avının boğazına veya kalçasına yapışarak hem beslenmek için kan emiyor hem de kılcal kurt bulaştırıyor. Vampirin çenesi insana göre daha oynak olduğu için dili çıktığında ağzı bir yılan ağzına dönüşüyor. Bu dil insan akciğerleri ve boğazındaki dokulardan oluştuğu için dil dışarı çıktığında konuşmadan yoksun hale geliyorlar fakat anne, baba, sevgi gibi kısa kelimeleri çıkartabiliyorlar.
Bir vampirin fiziksel görünüşü genellikle konağa benziyor ama daha sonradan kendi işine yaramayacak organlar dökülüyor. Saç ve tırnaklar dökülürken kulak ve burun gibi dış organlar çürüyor. Böylece vampirin vücudu düz, çıkıntısız ve donuk bir hâle geliyor. Vampirin derisi normalde bembeyaz iken kanla beslendikten sonra pembemsi oluyor. Göz rengi ise etrafında kırmızı bir hale olan siyah renge dönüşürken etrafında beyaz bir koruyucu zar oluşuyor. (yılan gözü gibi) Her iki eldeki orta parmaklar büyüyüp güçlenirken kaybolan tırnak yerine kalın bir pençe çıkıyor. Vampirler virüs yoluyla çoğaldıkları için genital organların da seksüel bir işlevi kalmıyor ve onlar da düşüyor.
Vampirlerin vücut sıcaklığı 49 derece gibi çok yüksek derecelerde seyrettiği için insanlar uzaktan sıcaklığı hissederek yaklaştıklarını anlayabiliyorlar.