Ben üniversiteye hazırlanan, sıradan bir hayatı, fakat sıra dışı bir hayal
dünyası olan biriyim.
Bazen, hayal dünyasında kaybolup gerçeği bulmakta zorladım bile oluyor.
Ama korkmayın gerçekle de aram iyidir.
-Neden Karadayı? Karadayı'da sizi ilk çeken neydi?
Aslında Karadayı'yı izlemeye başlamamın yegane sebebi Bergüzar Korel'di. Onun
yer aldığı hiçbir projeyi kaçırmıyorum.
Dürüst olmak gerekirse; Karadayı en sevdiğim Bergüzar Korel projelerinin
arasında zirvede. Bergüzar Korel için izlemeye başladığım dizi, bir anda
hayatımın bir parçası oluverdi. Sadece Bergüzar değil tabi ki, bütün ekip olağan
üstü.
-Diziye Mahir'in gözünden mi yoksa Feride'nin gözünden mi
bakıyorsunuz?
Aslında her ikisinin gözünden bakıyorum. Beni tanıyanlar bilirler ki;
herkesle empati kurabilirim. Bazen Feride'nin gözünden bakıp Mahire
kızıyorum. Bazen de Mahir'in gözünden bakıp Feride'ye. Bu aralar İlknur'un
gözünden bakıp Seyis'e aşık olduğum bir gerçek.
-Sizce bu aşktan mutlu final çıkar mı?
Aslında ben izlediğim projeleri -tabi hikayeyi benimseyebilirsem- ben
olsaydım ne yapardım kafasında yaşıyorum. Dışardan bakınca, Mahir ve Feride'nin
mutlu sonu imkansız gibi görünse de; ben imkansıza inanmıyorum. Bu sevdaya
ayrılık yakışmaz. "İki kişi sever, kavuşamazsa efsane olur "
genelde senaristlerin yöntemi budur. Mahir ve Feride kavuşsalar da ayrılsalar
da zaten efsane oldular bile.
Yani Karadayı seyircisinin ruh sağlığı için bile olsa mutlu son
olmalı.
Her şeyi beraber atlatabileceklerine inanıyorum, inanıyoruz.
-Böyle özel bir aşk olmasa bu diziyi izler miydiniz?
Tabi ki izlenirdi. Çünkü güçlü bir kadrosu ve iyi bir hikayesi var. Ama
tabi yeterli olmazdı. Örneğin; Karadayı bir insan bedeni, Mahir&Feride
aşkı bu bedenin gözleri. Görmeden yaşayabilirsin ama mutlu olamazsın. Bir
yere toslayıp yere çakılmamak için fazla dikkatli olmak gerekir. Yani demek
istediğim; Karadayı bugün bizim için bir efsane ise, bunun tek nedeni Bergüzar
Korel&Kenan İmirzalıoğlu'nun müthiş uyumu ve Mahir &Feride'nin
eşsiz sevdaları.
-Tek kelime ile sizin için Karadayı nedir?
Ben Karadayı'yı binlerce kelimeyi bir araya getirerek bile zor anlatıyorum.
Tek kelimeyle anlatmak gerekirse; Bence Türkiye’de bu güne kadar
çekilmiş en güzel proje.
-Karadayı dizisi için eğlenceli senaryo denemeleri yazdığını
biliyoruz. Bunu yapabileceğini nasıl farkettin?
En başta da söylediğim gibi; Ben bir projeyi izlerken "ben
olsaydım ne yapardım " kafasında izliyorum. Tabi bunu hiçbir zaman yazıya
dökmeyi düşünmemiştim. Diyelim ki bir dizide üçüncü bölüm yayında, bölüm biter
bitmez ben 4. bölümü kafamda çekip bitiriyorum. Çoğu zaman tutuyor da. Tabi
bunu yapabilmem için hikayeyi benimsemem gerekiyor. Karakterleri sevmem ve tabi
yazarken keyif almam. Yanlış hatırlamıyorsam 25. bölümde başlamıştım yazmaya.
Yayınlayıp yayınlamamak konusunda tereddüt de kalmıştım. Ne tepki alacağımı
kestiremediğim için çekinmiştim biraz. Ama korktuğum başıma gelmedi. Hatta 1.
sezon finali için yazdığım senaryoyu gerçek sanmışlardı. "Karadayı
dizisinin senaryosu çalındı " haberleri etrafta gezmeye başlamıştı. Hoşuma
gitmedi desem yalan olur. Kafamdakileri yazıya dökmeyi seviyorum. Okuyanlardan
da güzel tepkiler alınca yazmaya devam ettim. Hayal ürünü de olsa senarist
oldum, mutluyum. Çoğu kişi beni; hayal ürünü senaryolarımızı yazan kız
diye biliyor. Hala da yazmaya ediyorum