40 yaşıma merdiven dayadım, fakat takdir edersiniz ki hiç
göstermiyorum.
Aslen kundura ustasıyım, lakin zaman zaman hukuka, ceza
evlerindeki çeşitli işlere merakım olmadı değil...
Tadı kokusundan belli olan menemeni; bol peynirli, bol
maydanozlu, bol yağlı gözlemeyi; tuzlu ciğeri pek severim.
Ama asıl sevdiğim, tüm memlekete malum olduğu üzere, bir çift
ahu gözdür...
Şaka bir yana, biz önemli değiliz... Mühim olan sevda...
- Neden Karadayı? Karadayı'da sizi ilk çeken neydi?
Mahir ve Feride...
Bergüzar Korel ve Kenan İmirzalıoğlu çok
beğendiğim, hatta artık üçüncü yılımızda hayranları olduğum, iki harika
oyuncudur. Ama benim diziye tutulmamın asıl sebebi sadece onların çok iyi, çok
şahane, yakışıklı ve ayrıca da güzel iki oyuncu olması değil.
Mahir ve Feride olmaları...
Sanki gerçekten, bir zamanlar böyle bir aşkın
yaşandığına bizi inandırmaları...
Başka hiçbir
oyuncunun bize bu iki sevdalıyı, böylesi bir aşkı anlatabileceğini hiç
sanmıyorum.
- Diziye Mahir'in gözünden mi yoksa Feride'nin
gözünden mi bakıyorsunuz?
Aslında her ikisinin gözünden seyrediyorum
olanları.
Çünkü onlar da öyle yapıyor...
Mahir Feride'nin, Feride'de Mahir'in gözünden
bakmıyor mu zaten?
Her şey buna rağmen olmuyor mu?
Feride, Mahir ne yapar, neden yapar, yaparken ne
hisseder, ne düşünür bilmiyor mu?
Mahir, o ahu gözler bakınca duymaz mı ne
dediklerini; bilmez mi sevdasının inadını, inadının nasıl kırılacağını?
Ama olanları yaşamak, hissetmek derseniz,
Mahir'in yaptıklarına daha çok kaptırıyorum kendimi. Resmen hissediyorum...
Bazen televizyon karşısında kendim olarak değil
de Mahir'mişim gibi söylenirken buluyorum kendimi; "Ahh Feridem ahh",
"Bak bak bak", "Hasbinallahuvenimelvekil" favori
cümlelerim.
Nefes alışım bile benziyor zaman zaman, böyle
burnumun kanatları ine kalka...
O denli kanıksadım Mahir'i...
- Sizce bu aşktan mutlu final çıkar mı?
Önceleri her şey sebep oldu bu aşka; sonra da bu
aşk her şeye...
Mahir'in Feride'ye dediği gibi:
" Bütün bu acılar senin içindi, sana ulaşmak
için...
Biz mutlu olmayı çoktan hakettik.
Söke söke
alacağız bunu yazgımızdan..."
- Böyle özel bir aşk olmasa bu diziyi izler
miydiniz?
Şahsen ben "böyle" bir aşk olmasaydı
izlemezdim. O kadar netim...
Feride Mahir'in geldiğini sade nefesinden
anlamasa;
Mahir yaşlı gözlerini ahu gözlüsünden kırpa kırpa
kaçırmasa;
sevdasını öperken kokusunu içine çekmese;
araları bozulunca Mahir Bey'le Feride Hanım
olmasalar birden;
bir açık çay yetmese ısıtmaya içlerini, o şarkılar sanki onlar için yazılmış gibi hisseder miydik?
- Tek kelime ile sizin için Karadayı nedir?
Söz vermektir...
- "Mahir Kara benim"
demeye nasıl karar verdiniz?
Feridem'i bulunca karar verdim...
Hiç huyum değildir halbuki böyle şeyler, twitter'ı yalnızca
okumak için kullanan yumurtacıklardan biriydim sadece...
Ama işte nasıl Mahir Feride'ye cevap vermeden duramıyorsa, ben
de duramadım.
Sayın Feride Şadoğlu'yla bir iki atıştık karşılıklı. Sonra
baktım:
Feride vardı zaten; Mahir Kara adında bir hesap da vardı.
Ama o zamanlar Mahir Kara yoktu ki, Avukat Salih İpek vardı
yalnızca...
Birden o yumurta ileride sevdasına Mahir Kara olduğunu itiraf
edecek olan Avukat Salih İpek'e dönüştü.
O gün bugündür Mahir Kara Benim...