Karadayı hayattır

Karadayı hayattır

- Neden Karadayı? Karadayı'da sizi ilk çeken neydi?

Senaryo diyebiliriz… Bir cinayet… Cinayeti işleyen -baş savcıyı öldüren- bir savcı… Cinayeti işleten bir bakan… Suçlanan bir kunduracı… Suçlanan babasını kurtarmak için adliyeye sahte avukatlıkla giren bir oğul… Ve bakan kızı bir hakime…
Bizi ilk çeken;  “bir hakime ile bir kunduracının imkansız denilen aşk hikayesi” ve Kenan İmirzalıoğlu &Bergüzar Korel’in ilk andan itibaren ekranlara yansıyan uyumu…
 
-Diziye Mahir'in gözünden mi yoksa Feride'nin gözünden mi bakıyorsunuz?

Bu konuda çok tartışmalar oluyor. Bir anda “Ferideci” “Mahirci” olabiliyor izleyenler. Lütfen, bazen önceliğin sevda olamayacağını ve öncelik başka şeyler olduğunda da yürektekinin sevdanın bitmeyeceğini bitemeyeceğini göz önünde bulundursun izleyenler.
 
Biz hem Mahir’in hem de Feride’nin gözünden bakıyoruz olaylara. Mahir ile Feride, doğruları ve sevdikleri için yapması gerekenleri yapıyorlar, kendilerinden ve sevdalarından vazgeçerek. Mahir’in Feride için seçim yapmasına (önemli ölçüde) gerek olmadı hiçbir zaman. Mahir tek Feride için Feride’den vazgeçebilir noktasına geldi. Mahir hep ailesiyle sevdikleriyle sınandı ki bunun içinde Feride’de var. Feride’de ailesiyle sınanmadı hiçbir zaman oda sevdasıyla sevdasının getirdikleriyle sınandı. Bu noktada bu aşk adına Feride’nin daha çok fedakarlık yapması çok olağan. Zaten Feride’yi, Feride yapan hususlardan bir tanesi de cesurca sevdasına sahip çıkışı değil mi? Mahir’i, Mahir yapan hususlardan bir tanesi de sevdikleri için tüm yükleri omuzlayarak savaşması değil mi?
 
Ve görüyoruz ki doğruları ve sevdikleri için vazgeçişleri onları daha da birbirine bağlıyor. Buda bu sevda hikayesine bambaşka bir boyut ve eşsizlik katıyor. Karakterlere de…
 
-Sizce bu aşktan mutlu final çıkar mı?
 
Bu aşktan kesinlikle mutlu final çıkar. Sakın şöyle düşünülmesin; “Mahir&Feride FanClub’ın cevabı başka ne olabilir ki?”
 
Mahir ile Feride sevdası sıradan bir sevda hikayesi olsaydı yaşanan yaşanılacak olan gerçekler bu aşkı yok eder ve dizi mutlu sonla bitmeyebilir diyebilirdik ama Mahir ile Feride sevda hikayesi sıradan bir sevda hikayesi değil. Mahir ile Feride  sıradan karakterler değil…
 
Evet şöyle de diyebilirsiniz; Feride’nin babasının yaptıklarını Feride, Mahir, sevdaları, Kara ailesi nasıl hazmedecek? Bu acı gerçeklerin, üstesinden nasıl gelinecek? Tüm bu gerçekler bu sevda hikayesine nasıl oturtulacak?
 
Bizce bu sevda hikayesinde kurgu çok iyi işleniyor. Hep diyoruz ya neden üzülen hep Feride? Neden hep fedakarlık yapan Feride? Neden hep seçim yapmak zorunda kalan Feride? Sizlere şunu söyleyebiliriz çünkü “bu aşkı sevdayı kurtaracak, mutlu sona ulaştıracak işte tüm bunlar…”
 
Şöyle bir bakalım ilk andan itibaren bu sevda hikayesine ve Feride’nin yaşadıklarına…(Feride diyoruz çünkü sınanmaların/acıların sebebi onun cephesinden geliyor ve gelecek.)
 
Karşısında mesai arkadaşı olan Süleyman abisini öldüren bir sanık yani elinde cinayet silahı ile yakalanan Nazif Kara… Ve bu dava ile hayatına giren Av. Salih İpek… Görünmezlerin hikmetini ona gösteren, sert kabuğundan sıyrılmasını sağlayabilen Av. Salih İpek yani sanığın oğlu Mahir Kara… Ve Feride görünmezlerin hikmetini ona gösteren Av. Salih İpek  ile idamla yargılanan Nazif Kara’nın suçlu olmayabilirliğini göz önünde bulundurarak  araştırmalara başladı, diğer taraftan  hayatında hiç tatmadığı, bilmediği sevdanın çemberine girerken… Ve karşısındaki sanığın aslında suçsuz olabileceğini düşündüğü bir anda hayatının en büyük acısını yaşadı. Sevdalandığı adam yani Av. Salih İpek aslında idamla yargılanan sanık olarak karşısında bulunan adamın oğlu Mahir Kara’ydı. Feride sarsıldı bu gerçekle. Her şeyin bir oyun/yalan olduğunu düşündü. Tüm yaşadıklarının. Bu acı ile birlikte asla doğrularından mesleğinden ödün vermedi, yine en doğru olanı yapmaya çalıştı. Sonra sevda adına adalet adına asıl olanı, doğru olanı görüp yine tuttu Mahir Kara’nın elinden. Hem sevdası için hem adalet için savaşlar vermeye başladı. Sevdiği adamın babasının canı için hayatından düşlerinden vazgeçti. O çok sevdiği kendi çabaları ile bir yerlere geldiği mesleğini kaybetme noktasına geldi, yine vazgeçmedi doğrularından, adalet savaşından ve sevdiği adamdan… Babasının baş aktör olduğu, cinayet suçlamasında bulunulan kişi için, sevdiği adamın babası için, elinden ne gelebiliyorsa yaptı ve adalet yerini buldu bu konuda. Mahir Kara ve Feride Şadoğlu el ele kurtardı Nazif Kara’yı. Feride aynı zamanda her daim ailesini, o çok sevdiği örnek aldığı babasını karşısına aldı sevdası ve doğruları için. Babasının sebep olduğu, sevdiği adamın yaşadığı her acıya ortak oldu, yaralarını sarmak istedi, elini asla bırakmadı… Ve şimdi sevdiği adam en büyük kayıpları yaşadı ve acıları yaşıyor. Tek başına bir yola girdi, Feride’yle aralarına duvarlar örerek… Feride tüm bunlara rağmen yine vazgeçmiyor, her şeye rağmen sevdiğinin elini bırakmıyor, bırakmak istemiyor. Her şeye rağmen girdiği yolda onu kendince koruyacağını, asıl suçlunun bulunması için elinden ne geliyorsa yapacağını söylüyor ki söylediklerini yapacaktır da… Ve biliyoruz ki Mahir onu ne kadar uzaklaştırmaya çalışsa da Feride ondan asla vazgeçmeyecek. Mahir zaman gelecek umudunu kaybedecek ve o kaybedilen umut nasıl geri gelecek? Bizce onu hiç bırakmayacak olan Feride ile sevdası ile…
 
Ve en sonunda asıl suçlu ortaya çıkacak. En büyük sınanma, tüm yaşananların, tüm acıların, tüm ölümlerin sebebi; hakime Feride Şadoğlu’nun babası bakan Mehmet Şadoğlu… Bu sarsıcı acı gerçek, bu hayal kırıklığı, bu şok nasıl bertaraf edilebilir? Edilebilir mi? Ve Feride hayatının en büyük acısını yaşayacak bu olayla birlikte, hayata küsecek, soyutlayacak kendini her şeyden, utanacak, vicdan azabı duyacak, hayatının en karanlık günlerini yaşayacak… İşte tam bu anda ne olacak ya da olmalı? Evet, Mahir’in kendisinin ve ailesinin yaşadıkları acıların tek sebebi sevdiği kadının babası ama Feride’nin yaptıkları, yaşadıkları savaşları, adalet adına, sevdiği adına… Asla sevdiğini bırakmayışı… Bunları kim görmezden gelebilir? Kim suçlayabilir Feride’yi? Kim sorumlu tutabilir onu, babasının yaptıkları için? Kim?
 
Mahir’in yaşadıkları… Feride’nin yaşadıkları… Birlikte yaşadıkları… Tüm bu yaşanılanlar düşünüldüğü zaman sizce nasıl olmalı? Bu kadar acının sınanmanın savaşın fedakarlıkların sonu ne olmalı? İlk andan itibaren tüm bunlar düşünüldüğünde tam o anda, o karanlık anda sıra Mahir Kara’dadır diyebilir miyiz?
 
Evet, bu sevda adına o karanlık anda sıra Mahir Kara’dadır diyebiliriz. Mahir Kara, o asla elini bırakmayan, umutsuzluklarını umuda çeviren, onunla savaşan Feride’sinin, ahu gözlüsünün elini tutmalı, hayata bağlamalı diyebiliriz. Bu acılar unutulmasa da birlikte alışmalılar her şeye diyebiliriz. O eller ölünceye kadar asıl bu sınanmadan sonra kenetlenmeli diyebiliriz…
 
Mahir ile Feride… Her ikisi de o kadar acılardan geçtiler ki, onların hayattan alacakları çok fazla. Yani bu sevda hikayesi, tüm bu adaletsizlikler haksızlıklar sınanmalar acılar sonrasında en saf olan olarak mutluluğa kavuşmalı. Yani Mahir ile Feride’ler azalmamalı, çoğalmalı…
 
-Böyle özel bir aşk olmasa bu diziyi izler miydiniz?
 
İzlerdik. Çünkü Karadayı harika bir aşk hikayesinin yanında bizlere şu anda hayatlarımızda kaybetmeye yüz tutmuş değerleri,  insanlığı, adalet adına savaşı, hayata dair olması gerekenleri harika bir şekilde sunuyor… Hissettiriyor… Yaşatıyor… Mesela; aileyi, o eskilerde kalan komşuluğu,  birlik olabilmeyi gösteriyor… (Buna küçük bir örnek; Küçük Nazif ve Safiye annenin toprağa verilişinden sonra tüm mahallelinin hep birlikte mahalleye bir girişi vardı ki… Gerçekten çok etkileyici bir andı…)
 
Karadayı’da öyle bir baba figürü var ki bizimde babamız gibi olan Nazif baba… Tüm babalar böyle olmalı dedirten… Onun tecrübeleriyle tevazu ile söyledikleri, anlattıkları, çocuklarına, ailesine, çevresindekilere, şefkati saygısı sevgisi anlayışı öğretileri kesinlikle başlı başına diziyi izleme sebebi olabilir…
 
Baba oğul ilişkisini iliklerimize kadar hissetmiyor muyuz Nazif Kara ve Mahir Kara ile? Söylemiyor muyuz keşke Mahir’ler çok olsa hayatımızda? Onun gibi cesur, yürekli, doğrularından vazgeçmeyen, sevdikleri için canını hiçe sayanlar, asla bakan babasının nüfuzunu kullanmayan idealist adalet savaşçısı Feride örnek olmuyor mu bizlere?
 
Ve Karadayı günümüzde de olduğu gibi haksızların güçlülerin her daim kazanmasını yine yüzümüze çarpıyor tüm gerçekliğiyle… Zaten bundandır dememiz; adalet geç kalmasın, kurguda da olsa artık haklılar kazansın…
 
Ve Karadayı sayesinde; görünenin ardındaki görünmezleri görmeye çalışıyoruz… Karanlık her zaman kötülük getirmez diyoruz… Nazif baba’nın dediği gibi her daim “En son umut ölür bu hayatta.” diyoruz…
 
Yani gerçek hayatta olması gerekenleri o kadar güzel anlatıyor hissettiriyor ki bizlere Karadayı
 
Ama tüm bunların yanında bu özel aşk hikayesi olmasaydı sosyal alanda bu diziyi kadar bu hayatımızın önemli bir yerine oturtur muyduk, onu bilemiyoruz. ;)
 
-Tek kelime ile sizin için Karadayı nedir?
 
Karadayı bir kelime ile sınırlandırılamaz çünkü onun bizlere hissettirdikleri kattıkları yaşattıkları çok çok fazla… Ama diyeceğimiz ilk kelime “umut” olur… Sevda adına umut … Adalet adına umut… Hayata düşlere dair umut…
 
-Neden Karadayı fanclub değil de MahirFeridefanclub?
 
Neden? Karadayı’yı izlemeye başladığımızda ve bölümler ilerledikçe;  “Mahir ile Feride” hikayesinin, ”bir hakime ile bir kunduracı” hikayesinin çok özel bir hikaye olacağını düşünmüştük…
 
Bir hakime ve bir kunduracı kulağa imkansız gelse de bu hikayeyi izleyenler demiyordu “bir hakime ile bir kunduracı olabilir mi?” diye. Çünkü ilk andan itibaren olabileceklerini biliyorlardı… Çünkü onların kişilikleri özleri duruşları doğruları hamurları aynıydı…
 
Ve ilk andan itibaren bu sevda hikayesi öyle bir içine almıştı ki bizleri, bu aşk hikayesini bilmeyenlerde bilmeli, görmeyenlerde görmeli düşüncesiyle Mahir&Feride FanClub hesabını açtık… Çünkü bizce  güzellikler, gerçek olanlar,  önemsenilmesi gerekenler, doğru şeyleri aktaranlar, yaşatanlar çok kişiye ulaşmalıydı… Yani Mahir ile Feride hikayesini bilmeyen kalmamalıydı…
 
O ilk andaki duygularımızı düşüncelerimizi yazarken aklımıza ne geldi şimdi biliyor musunuz? 18 ve 19. bölüm zamanı… Abant’ta Mahir ile Feride’nin birlikte olduğunu gösteren resim geldiğinde tam bir bayram havasına bürünmüştü Karadayı ailemiz… O zaman öyle fazla kişi değildik ve hep beraber sabırsızlıkla 19. bölümü bekliyorduk… Tam bu zamanda ilk muhabbetimiz başlamıştı sevgili senaristlerimizle… Biz en sevdiğiniz Mahir ile Feride sahnesi hangisi diye sormuştuk… Sevgili senaristlerimizde cevap vermişti bizlere… Sema hanım “henüz yazılmamış olan  “ demişti… Eylem hanım “hepsi” diye cevap vermişti… Sonra 19. Bölüm fragmanı yayınlanmıştı… Nasıl mutlu olmuştuk… Ve hep beraber “en güzel fragman henüz yayınlanmamış olan” demeye başlamıştık… Ve ardından 19. bölümü büyük bir keyifle izlemiştik… Replikler, sahneler, aşk, Mahir, Feride, ortam her şey şahaneydi… Ve Eylem Hanım mutlu gururlu gözyaşlarına hakim olamamıştı 19. bölümde…
 
Ve o anlardan itibaren o kadar çok paylaşımlar oldu ki bu ortamda… O kadar güzel dostluklar kuruldu ki… Aile olduk hep beraber… Bir dizinin senaristleri ile izleyicileri arasında çok özel bir sevginin oluşabileceğini hep beraber yaşayarak öğrendik burada…
 
Ve bizler her zaman diyoruz ya Mahir ile Feride sevda hikayesi kurgu tarihinin sevda hikayesidir… Kenan İmirzalıoğlu & Bergüzar Korel kurgu tarihinin çiftidir diye… Bu eşsiz aşk hikayesi bu eşsiz ikili bu eşsiz insanları da bir araya getirdi…
 
İyi ki Mahir&Feride FanClub hesabını açtık diyoruz her gün… Artık hesap demek canımızı acıtıyor aslında… Çünkü Mahir&Feride FanClub; Mahir ile Feride sevdası gibi her gün daha da büyüyen, güçlenen bir aile… Bir ortak nokta… Birbirini hiç tanımayan insanların yüreğindekileri tüm samimiyetiyle paylaştıkları bir ortam…
 
Ve keşke bu sevda hikayesi adına daha çok şey yapabilsek… Sesimizi daha yüksek duyurabilsek…
 
 
Mahir&Feride FanClub ailemiz…
 
Eylem Canpolat & Sema Ergenekon
Kenan İmirzalıoğlu & Bergüzar Korel
Tüm Karadayı ekibi
Ve buradaki birbirinden değerli tüm ailemizin fertleri… İYİ Kİ VARSINIZ!
İyi ki yazıldı çekildi oynandı izlendi Karadayı!
 
Bu dizi bu aşk hikayesi herkesin ruhuna dokundu… Dokunuyor… Dokunacak… Ve bizler ilk olarak umudu, sevdayı ve sevgiyi paylaşıyoruz burada… Hep böyle kalması dileği ile…
 
DipNot: Biz her zaman sorular yöneltiyorduk… Şimdi sorular bize yöneltildi… Elimizden geldiğince bizlerde yüreğimizdekileri paylaştık. Sorular harikaydı… Biz keyifle cevapladık… Keyifle okumanız dileği ile... ;)
 
 
 
 

 

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER