Hatırla Gönül Set Ziyareti: Gönül unuturken oradaydım!

Arkada Semih Bağcı az sonra çekeceği sahneyi geçiyor, önde Cahit Gök bize Hilmi'yi anlatıyor.
Çay kahve, ikram kıyamet, akşama mangal sözleriyle yemek molasına varıyoruz. İki setin ortasında bir lokasyonda yol kenarına yemek servisi açılmış. Hemen sıraya giriyorum. Makarna, şahane bir çorba ve taze fasulye var. Masalarda boş yer bakarken Engin Öztürk yanına davet ediyor. O gün sahnesi olan diğer oyuncularla birlikte oturup yemek yiyoruz. Kendi aralarında şakalar geliştirecek kadar birlikte zaman geçirmişler. Ekipleşmişler anlayacağınız..

Engin Öztürk de sıcak kanlı neşeli bir adam. Mesafeli değil. Hemen "senli-benli" olunabiliyor. Tabağımda kalanları işaret edip "Bu kadar mı yiyeceksin?" diyor. "Tabağına aldığının yarısını ye." disipliniyle koruyoruz kilomuzu Engin Bey, yaş çoktan kemale erdi." diyorum. Dışarıdan mesafeli ve soğuk biri gibi düşünüyordum, tam ters köşe oluyorum. Hemen sevip arkadaş olmak isteyeceğiniz biri. Kahve faslına geçmeden Engin Öztürk aramızdan ayrılıyor. Diğer sette bir sahneye misafir olacak. Jülide rüya görecek sanırsam. Çok sormuyorum. O kadar çok şey öğrendim ki bu da eksik kalsın.

O esnada Cahit Gök de yanımıza geliyor. Yeniden çekime başlayabilmeleri için Engin'in dönmesini bekleyecekler. Aynı anda genç bir adam, yol kenarına kurulu üç sıra yemek masasının tam ortasında ayağa kalkıyor ve bir şeyler anlatmaya başlıyor. "İş Güvenliği Uzmanı" olduğunu öğreniyorum. Yapım'ın ayarladığı rutin ziyaretlerden biri. Gün içinde ekibi grup grup yakalayıp sette güvenlik konusunu anlatıyormuş genç adam. Ben de dinliyorum. Faideli şeyler anlatıyor. Hepsini başka bir yazıda uzun uzun anlatacağım.

Kahveyi Hatice'nin bahçesinde içmeye karar veriyoruz. Tatlı ekşi bir güneş var. Henüz ısırmaya başlamadı ama geç kalmayacak; belli ediyor kendini.
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER