Hatırla Gönül Set Ziyareti: Gönül unuturken oradaydım!
23 Kasım 2015
Akbaba'nın kedisi köpeği, çekim ekibinin peşinden ayrılmıyor. Ekip oldukça hayvansever. Yemekten artanları mahallenin köpeklerine verdikleri gibi, pek çoğunun bakımıyla da ilgileniyorlar. Cahit Gök ile yürüyoruz Hatice'nin bahçesine doğru. Hilmi hakkındaki fikrimi okuduğundan eminim. Biraz "olmamış" bulduğumu kamuya karşı da söylemiştim. Konuyu hemen açmak ve o günahtan kurtulmak istiyorum.
Biraz içime konuşarak, "Hilmi'yi çok da sevemedim." diyorum. Okudum, diyor. "Açıkçası iki bölümcük kredim yok mu diye sormak da istedim." diyor. E, haklı! Bazen aceleci davranıyorum ama bu da muhatabımın çok yetenekli olması ve çok güzel performanslara imza atmış olmasından... "Biz burada hepimiz çok kalabalık bir akışın içinde Gönül-Yusuf ve Tekin'e hizmet ettik. Şimdi şimdi kendi hikayelerimizi anlatma şansımız olacak, o zaman da Hilmi'yi daha çok seveceksiniz." diyor. Yerinin dar olduğunu, karaktere dair performansını ferah feza ortaya koyamadığını ilk sahneyi izlediğim andan beri biliyorum da benimki de huysuzluk işte.. Korkum, Jülide-Ahmet aksında Hilmi'nin boşa çıkma ihtimaliydi ama hikayede ana aksa yakın durmaya devam edeceğini de öğreniyorum. Güzel haber..
Bahçede Lila Gürmen de var. Hatice Anne yani. Önceden tanışıklığımız vardı, kendimi hemen hatırlatıyorum. 70'lerden kalma ferforje bir masanın etrafında oturup kahve içiyoruz. Sohbetin zirvesine Engin Öztürk yetişiyor. Hemen de sahneye girmeleri gerekiyor. Monitörün arkasında yerimi alıyorum. Semih Hoca sahneyi konuşuyor. Hızla çekmeye başlıyorlar. Ya ama ben size anlatamıyorum o sahneleri de kod adı "tavla" diyeyim, 7. bölümü izlerken dikkat edersiniz.