Kiraz Mevsimi: Aşk, Nemi'den yola çıktı..

Rivayete göre Lago di Nemi, Musolini zamanında boşaltılmış ve dev gemi kalıntılarıyla meşhurmuş.
Roma'ya varış hikayemizi ilk sayfaya eklediğim yazıda okudunuz; otele yerleştikten sonra yönetmen ve reji ekibiyle birlikte Nemi'ye inip ertesi günkü çekimler için mekanlara son kez bakıldığını anlatmıştım. Oyuncular da o tek tatil akşamlarını Roma'ya inerek değerlendirdiler. Nemi- Roma arası o kadar uzun, uzak ve yorucuymuş ki bir daha da inmediler. Nemi, Roma merkeze 45 kilometre uzaklıkta bir kasaba. Ancak şehir dışı trafiğinde hız sınırlaması var. Ve şoförler bu sınırlamayı asla aşmıyorlar çünkü cezalar çok yüksek. Yolun biraz da bu sebeple uzun geldiğini düşünsek de onlar zaten çalışmaktan, ören yeri gezmeye değil nefes bile almaya vakit bulamadılar desem yalan olmaz.

Roma, bütün Akdeniz ruhuna rağmen kuralları olan bir şehir. Biraz zaman geçirip Roma'nın yabancısıyla konuşunca yaldızı dökülmüş ayna gibi sırları ortaya çıkıyor amma dışarıdan bakınca oldukça disiplin yumağı.. Alışamadığım şeyler mineralli suyu, düzensiz dükkan açma kapama saatleri oldu. Bir de diyelim Cafe'ye oturdun. İlk nefesi aldın ve önce wifi şifresi sordun diyelim. Garson "Önce siparişinizi alayım." diyor. Bize bu da ters mesela.. Herkesin izlenimlerinin aksine yerel halkın pek yardımsever olduklarını da düşünmüyorum. Hoş, yerel halkı da sadece Nemi'de gördük. Roma hep turist..

İlk gün yol yorgunluğunu, teknik ekip toplantısını bitirdikten sonra yataklarımıza koşarak attık. Hotel Diana (Nemi'de her yer Diana, kasabayla Tanrıça'nın tarihi bağlantısı için Googlelayın) 70'li yıllardan kalma Dragos Tesisleri tadında.. Ferforje, varak, ahşap üçlemeli. Kocaman kare kutu şeklinde banyo duvarına asılı eski moda saç kurutma "fabrikası" var ki onun fotoğrafını çekip genç nesile faş etmediğime pişmanım. Bir de banyoda bide vardı. En son İstanbul'da bideli ev gördüğümde 15 yaşındaydım. Şimdi 50... Taharet musluğu olmasına rağmen Avrupa görmüş ailelerde olurdu. Banyoda klozetin yanında bir klozet daha düşün. Hiç Avrupa şehri görmediğim için "bide" geleneğinin sürdüğünü düşünmüyordum. Şaşırdım doğal olarak. Ancak itiraf etmeliyim personeli tatlı, yemekler enfes..
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER