Ziyaret günü geldi. Hava
soğuk, yolum uzun. Set Sarıyer sırtlarında, ben Ataşehir’deyim. Tek derdim
mesafeler olsa neyse, gidilir elbette. Benim derdim bilinmezlik. Gitmeden önce
karnımı iyice doyurdum. Dış çekim olursa üşümenin derdine düşmeyeyim diye sıkı
sıkı da giyindim. Koşullar çetin olursa yenilmeyeyim diye!
Prodüksiyon ekibinden
Seçkin Bey beni makul bir yerden aldı sağolsun. Çekim yeri Bahçeköy’de bir çiftlik.
Merkeze biraz uzak olduğu için Seçkin Bey sette ihtiyaç duyulan ufak tefek
ihtiyaçlar için mini bir alışveriş yaptı. Orman yolunda ilerleyip, harika bir
doğanın içindeki çiftliğe vardık. Seçkin Bey “Sizi Hülya Hanım’a götüreyim”
dedi. Zaten sonradan farkediyorum ki sette “Yıldız Hanım” diyen sadece benim. Tahmin
ettiğim gibi “Dış-Gündüz” çekimi. Önü açık bir çadırın önüne geldik. Yıldız
Hanım monitörün karşısında oturuyor. Kocaman bir tebessümle, sıcacık bir
kucaklama ile karşılıyor beni, sarılıyoruz. Ben özlemişim de Yıldız Hanım’ı.
Onu sette görmek müthiş hoşuma gidiyor. Derken Yıldız Hanım “Gel, otur yanıma”
diyor. Kalbim yerinden çıkacak ama galiba belli etmiyorum. Yıldız Hanım, hakkında
uzun uzun yazı yazılacak bir kadın. Başlarsam susmam onu bilin.
